Ferhat dağları deldi.
Kerem canından oldu.
Sazlar dile gelende,
Yanık bir kaval oldu.
Aşk dirildi ölmedi.
Derin suların dinginliği biter artık;
Tortusunu kaldırır en ücra köşelrine;
Su mecrasına akar, akar da gider artık;
Kaynayan sıcak sular dökülür yüreğe.
Çöker buz gibi ter, çöker şakaklara acı;
Mecbur muydun yürekleri yakmaya?
Hüner miydi umutları kör ettin?
Damla damla eriyorsun bilirim;
Kavuşmaya umut kestin zor ettin.
Buram buram tüttün durdun gözümde,
Bu gece;
Karanlıklar içinde,
Islak siyah gözlerin,
Bakıyor... Beni arıyor;
Davetkar dudakların,
Ellerin yalvarıyor,
Bitti hüzün, bitti husa;
Bu kadarmış, böyle kısa;
Dikkat çeken bu hususa;
Son noktayı koyan sensin.
Gözler yoldan, dönemedi;
Sensiz gecelere ferman çıkardım;
Uykuları haram ettim birtanem.
Geceleri benliğimden ürperdim;
Sensizliği haram ettim birtanem.
Sensizlikte zaman durur, yürümez.
Gel ey sevgili! ..
Gel ki duyayım sesini,
Gel ki göreyim gözlerini,
Ellerini tutayım yüreğimle;
Gel ki! ..
Yaşamayım sensizlği...
Konuşan özlemler ne diyor dinle,
Yüreğimi dara sokar duy beni.
İçimdeki sevda devi duymuyor,
Yüreğimi dara sokar duy beni.
Düşüyorum hayallerin peşine,
Ey dost, bizim buralarda,
Yüzünü gören olmamış.
Hem yazında, hem kışında,
İzini süren olmamış...
Dokunma yaram açılsın.
Gözünden akan ışık,saçında parladı tel tel,duvak gibi,
Ne sinsi bir bağdır ki bu, nice aşıkların uhdesi kaldı.
Gömüldü nice kerâmet ehlince o sırlar sırrı kainata,
Sanki sadece sana, bütün bu sırları çözmesi kaldı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!