Yıkılıp dökülmüş han duvarları,
Toplar dövmüş tarihimde surları,
Sormayın artık bendeki sırları,
Surlara gömülmüş cengaverim ben.
Güneş mi doğmuş geceme derinden?
Zaman değişti…
İnsanlar iki yüzlü…
Aynalar bile şaşırmış durumda.
Eskiler ‘Gözgü’ derlerdi,
Ardı ‘sır’lı duvardaki parlak cama.
Güneşi koynuna çekip sarınca,
Gurubu kızıllıkla mest olunca.
Gece benim gibi yalnız kalınca,
Yarin hasretiyle hast'olan dağlar.
Feryadın derdini sineye atan,
Gül Kırmızısı Lâl Dilim
Karanlık gecede
Göz yaşlarımın aksinde,
Bir gül silueti.
Ve gençliğim…
Adını yüreğime yazdıklarım,
Lebaleb sevdan için,
Derbeder oldum.
Dersaadet kapısından,
Derdest oldum.
Acılarım şimdilerde acemaşiran.
Hüzünlerim boynumda gerdaniye.
Hicranla yoğrulmuş yüreğim viran,
Ruhumda bilekçem, bu feryat niye.
Elest bezminde
yaktılar gönül çıramı,
Şaşırma yollarda
doğru ol ha...
Can giydirdiler tenime
Seher vakti ederken ruhum feryat,
Besmele dile geldi.
Kırk çeri ile saldırdı Kürşad,
Mızrak, ok ele geldi.
Coş oldu gönül seddim ağladı,
Rahim'dir Allah dile ondan merhamet,
Elin boş çevirmez ha Kerim'dir O.
Can içre can vermiş budur keramet,
Elindir, dilindir hem gönüldür O.
Peymane-i Kudret gibi leb'dendir sözlerin,
Gün geldi Çanakkale’ de,
Kocatepe’ de,
Tepenin en kocasında,
Bir mermi oldum,
Saplandım düşman bağrına.




-
Sadi Yıldırım
-
Ayla Selçukoğlu
Tüm Yorumlarteşekkür ederim dostlar..
Hem yazan,hem çalıp söyleyen türkü türkü nağmelerce tüm gizinden soyulmuş mânâ'yı :) Ney deseniz nefesine kuvvaet,sazın telleri avuçlarından kaymada usulca,bir de gözlerini kapayıp kanatsız uçuşa geçti mi hocam,değmeyin keyfimize :) Maşallah deyip sizi nazarlaman şu çeyrek porsiyon variyetimle,sevgi ...