Bundan üç yıl, üç gece öncesiydi.
Bilinmeyen bir şehrin,
Bilinmeyen bir semtinde,
Bilinmeyen bir hikaye anlatılırdı;
Sormayın, hatırlamam.
Rüzgar cephe alırdı o zamanlar.
Dile gelmeyen kavramlar sıralanırdı,
İki dudak arasında.
Anlatılacak ya da hatırlanacak yanı yoktu.
Geceler ömre bedel geçerdi.
Sokaklarda mecnunlar sıralanırdı tek tek.
Herkes bir şarkı söylerdi.
Unutulmayı isterdi bazıları,
Ya da hatırlanmayı.
Ben seni hiç hatırlamazdım.
Gözler bakışlarıma kilitlenirdi.
Kuytu bir köşe, akla gelmeyi hatırlardı.
Zaman avuçlarımın içinde,
Ya da aşıkların gözyaşlarında birikirdi.
Kaldırım köşeleri uykularında hıçkırırdı,
Sayıklardı yaşamayı.
Ani bir kabus anı gelirdi.
Herkesin uykuları bölünürdü.
Uyku nedir bilmezdi,
Ya da unutmuştu bu sokaklar.
Ben hiç uyuyamazdım.
Bir an gelirdi sanki.
Aklıma gelirdin.
Seni hatırlardım arada da olsa.
Hiç çıkmazdın aklımdan çünkü.
Herkes bilirdi bunu.
Yıldızlar ağlamaklı bakardı bu zamanlar içinde.
Yağmur çiselemeyi denerdi, bastırırdım.
Nasıl bastırdıysam göz yaşlarımı bunca yıl içinde,
Öyle bastırırdım.
İçime akardı göz yaşlarım.
Yağmur sağnağı denerdi bu sefer.
Buz tutardı sokaklar.
Çökerdim nerde bulunduysam o zaman.
Yaşam bir şerit geçirirdi gözlerimden.
Yaşadıklarım sıralanırdı bir bir.
Ben seni hiç görmezdim.
Yaşadığım şehir,
Bir semtin, bir köşesine saklanırdı.
Oyunlar oynardık onunla.
Ben kör ebe, o kaçan kişi olurdu.
Ben onu hiç bulamazdım.
Bilinmezdi bu şehir.
Yaşanmış sayılmazdı bu anlattıklarım.
Gazete köşelerinde, manşetlerde adım yazardı.
Ben hiç gazete okumazdım.
Arada adını duyardım.
Haberin hep acı olurdu.
Kursağımda birikirdi aldığım nefes,
Soluksuz kalırdım.
Efkarımı sererdim önüme.
Bir fal bakardım, çıkmazdı.
Kırk yılda bir, bir dilek dilerdim.
Milyon tane kişi görsem de,
Gözerimi unutmayı isterdim.
Ben seni hiç görmezdim.
Tanımlanmamış mekanlarda,
Tanımlanmamış bir his duyardım.
Yalnız bir tablo karşısında,
Saatimi bırakmıştım.
Hayatımda ilk defa yaşanmış sayıldığımı hissettim o an.
Bir kadın karşısında hiç böyle olmamıştım halbuki.
Ya da unutmuştum.
Işıklar uğruna yaşamıştım hep,
Karanlık, zebil bir zindanda.
Kuru ekmeğim bile olmamıştı hiç.
Suyumu güvercinlere verirdim.
Romanlar okurdum, tutsaklığımın üzerine, karanlıklar içinde.
Gözlerim bir ışık uğruna görürdü, dedim ya.
Başka şehirlerde yanan bir mum alevi gibi.
Ben seni hiç görmezdim.
Ben hiçler içinde kaybolmamıştım böyle hiç.
Seni sevdiğim yıl dönümler aklımda.
Bugün seni sevişimle,
Yarın tutsaklığımla,
Bu ömür de yanılmışlığımla geçiyor.
Beyaz sayfalar akla dolmuyor inan.
Karanlık bu değil.
Yeni sayfalar açılmıyor işte.
Bu ömrümü feda etsem boş biliyorum.
Al artık al geçmişimi.
Arada uğrarsan ya Karşıyaka’ya,
Ya da Zincirlikuyu’ya uğra.
Bir mezar taşı olacak.
Adın al yazmalı türküler içinde boğulacak.
Suyumu güvercinlere verdim, üzgünüm.
Kuraklık içinde boğul artık.
Ben seni hiç hatırlamıyorum, hatırlamayacağım... (11.09.2002)
Kayıt Tarihi : 31.5.2004 22:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!