Sen,
İmkansız bir darbenin habercisi,
İç sesleri, tank paletlerinde ezilen
Yanaklarında, yüreğim gül yangını.
Ben,
Yoksun yamaçların
Susları kadar yazılmamış
İntahar mektuplarıyım
Har denizinde
Küreksiz bir sandal
Kıyısını arayan bir dalga
Aşık olunası koca bir kente kafa tutmak,
Sırtında paralansın kürkün, işin hayat yutmak
KAÇINız denizlerimden, işim şişede balık tutmak
Kaçın be kaçın... İşiniz kaçıp durmak!
Dilim dolandı söyleyemedim
Kaçmayın be kaçmayın...
kelimelere hükmüm geçmezmi oldu,
yüreğimi dinlemiyor parmaklarım,
dimağım ihtilal yürüşünde mi,
darbeler mi var kelimelerin haznesinde...
neden susuyor bu yürek?
ama neden böyleyim?
Bir boşluk, bir yalnızlık var bu akşam
Ne Afitap hanım çaldı kapımı
Ne de her akşam kapımdan geçen
Bozacı seslendi 'Taze Bozaa' diye
Hava birazdaha puslu
Daha soğuk, daha akşam bu akşam
Kufrum dinim olmuş,
Yönüm kıblemi sandın
Esvab giydim diye
Beni adamdan mı sandın?
Arza çıkmadı sesim
İçimde bir şeytan uçurtması uçuyor,
Yakalayabilsem bir vapur düdüğünde sabahın bakirliğini,
Belki yazabilirim tekrar,
İçimde bir çocuk bağrışıp duruyor sadece,
Ne zaman tutar elim kalemi?
Yüreğimden bir parça alıp savurdun,
dilim döndüğünce,
gözüm gördüğünce,
aklım erdiğince,
yazarım be usta!
kalem olsam açarlar
kimi zaman tüketilir acemi yüreklerde
kimi zaman acıdır sevmeyenin elinde
kimi sessiz sedasız büyütür içinde sus-pus
kimi boş kalır her elini uzattığında
/Dün gece polisler çaldı kapımı
Komşum olacak kadın ispiyon etmiş olmalı/
Nihavent ile içerken rakımı
Bir şeyler çeldi aklımı
Neşe ile fırladım rakı masasından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!