Sirkeci garında 21:30 trenini ardından,
Çığlık çığlığa bir vapur düdüğünden,
Yanaşmakta olan arabalı vapurun kaptan köşkünden,
Sana şiir yazıyorum özlemimden, hasretimden
Tozlu sayfaların arasından çıkmışcasına,
Akıl ile görmez idim
Gönül ile sevmez idim
Ateşi ile yanmaz idim
Elifdeyim yarenlerim
Yaş iken kırılmışım
Duybeni...
Rüzgar bırakır avuçlarıma saçlarının kokusunu
Hep seni yazar kalemim mavi yeşil denizlere
Nilüfer açar rüyalarım, penceresiz dört duvarda
Haykırıyorum duyuyormusun? Duy beni.....
Altı yön, dört mevsim yalan,
Gece yalan, gündüz yalan,
Yalanmış doğan güneş,
Yalanmış düşen yağmur taneleri,
Yalan, bana yalan söylemişler,
Koskoca bir yalan...
İhtilalci düşlerimize sığınırken
Elimizde kırmızı boyalarla
İlk öğretimden kalan beceriyle
Yazıyorduk duvar yazılarını
Kolkola kahrediyorduk faşizmi
Kalbe dolan nur ile haktır yolumuz bizim,
Dergah kapısında eşik kulumuzdur bizim,
Altı yön bir olmuş kıblemiz insandır bizim,
Pirimiz Sultanımız Yunus Emre' dir bizim,
Gök kubbede akseden Allah kelamı bizim,
Gecenin en mahrem sokaklarının kararlılığında kaybolmuşken
'Ayışığı Sonatında' kavuşuyor ruhlarımız
Kavuşmalara gecikmiş bedenlerimizin ağıtı yakılıyor
Her köşe başı sevişmelerde
Yeni bir günün aydınlığına sunarken özgürlüklerimizi
Tutsaklığımız 'hoş bir seda bırakıyor'
Bazı gün,
Bütün bir gün,
Bütün bir gece boyunca,
Yağmur yağar,
Sen gelirsin aklıma.
Ben bir yerlerde unutulurum.
Ne karanlığın koynunda bulursun ölümsüzlüğü,
ne de güneşin ışıklarında....
Sarı bir gül koparır atarsın karşı kaldırımda bekleyen sessizliğe,
susar kalırsın oracıkta,
SUSTUM...söyleyecek sözüm kalmadı benim....!
(I)
Yorumsuz! Bunu derken maksadım;
Duygularımın sende yansımasıydı
İfadesiydi beğenimin bende manası
Suskunluğumdu, kelimelerin tebası
Sevdalı şiirlere, yüreğimde sevdalı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!