Sabahın erken saatlerinde uyanırım düşlerimden...
Düşlerimin Pamuk prensesi ve yedi cüceler
Yeni güne başlarken; güneşe,merhaba derim
Sahilde gezer, elele tutuşan kumrular.
Dudak dudağa serpilmiş, hepsinin bir kül kedisi var...
Gözyaşlarım delice akar, sevgilimi pencereden görünce...
Dağların çiçeği
Saçlarının kokusu
Dünyanın en güzel
Kızını sevmek
Seninle yaşamak
Çayın, kahvenin, bir tas çorbanın
Üzerindeki sıcak duman gibisin
Dalıp gidiyorsun, mavi gökyüzüne
Dur hele! Seni içime çekecektim
Bu soğuk kış akşamın
Rakı sofrasında seni
Seni seviyorum...
Seni anlıyorum...
Anlamak istiyorum, bulmak
En sade... en güzel çirkin halinle
Çarpık kentleşme
Gecekondular arasında
Onun ismini andıkça
Kafesteki kanaryam
Deliye dönerdi...
Ayasofya müzesi tarihi
Unuturdu...
Galata kulesinde güvercinler
Güzel seviyorum, seni
Çirkin mi geliyorum, sana
Söyler misin?
Çok mu abartıyorum?
Seni sevmeleri...
Ağacın gölgesine uzanıyorum
Bana gel diyorsun, gelemem ki
Sevdana bir daha güvenemem ki
O güzel gözlerine bakamam ki
Sen yaban elin gülün çiçeği
Ben sana aşığım biliyorsun
Sen yanımdayken bir yanım
Sana yancı oluyordu
Diğer yanım sana yabancı
Karşıma alsan beni
Nefesini nefesimde
Hissediyordum
Sen yoksun; geceler, sisli soğuk
Sen yoksun; gündüzler, sinsi boğuk
Boğazıma girmez, ne ekmek ne de su
Sen yoksun, yaşamak benim neyime
Sen yoksun her yer zifiri karanlık
Usulca fısıldadı bana
Merhaba derken sesi titriyordu
Belli oluyor muydu?
Onu çok sevdiğim
Onu çok beklediğim
Üşenmeden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!