Sütüne ettiğim, kahpenin dölü!
Dolaşma, ortada fahişe gibi...
Kimlerle geziyor, bak sürtük rezil
Gülme sen sokağın kaşarı gibi...
Damlar uçmuş viran yıkık peğ olmuş
Diktiğim fidanlar açmadan solmuş
Çeşmesi pınarı kurumuş kalmış
Gurbet yazık ettin bizim köylere
Vefasız basmadın beni bağrına
Ben seni sorarım seher yeline
Kulak ver artık şu benim çağrıma
Seviyorum dedin yalanmı oldun
İçimde gizli bir yaram var kanar
Kimse bilmez gören delirmiş sanar
Bilen olmaz kalbim ona hep yanar
O sevdiğim güzel gelsin.de sarsın
Evin çatısında baykuşlar ötsün.
Koynuna da boz yılanlar kıvrılsın...
Aklına gelirsem, hıçkırık tutsun.
Beddua degil sana alkış olsun
Uzaktan bakar el eder kara kız
Baka kaldım ben ceylan gözüne
Ne tatlı konuşur kibar sözüne
Katlime fermanlar yazar kara kız
Dürüstü liderdi başında kasket
Üzerine giyer lacivert ceket
Çıkarma yaptı barışa hareket
İşçilerin umudu karaoğlan
Keklik gibidir kayadan kayaya ötüyor
Panayır kazı gibi geziyor kaypak fato
Her gün başına bin bir çeşit çorap örüyor
Züppe gördükçe içi gidiyor kaypak fato
Bir elinde telefon facede ne yazıyor
Belki Bir Haziran Akşamında
Belki Bir Eylül sabahında
Belki’de Bir Nisan Yağmurun da
Belki kim bilir
Bir bakmışız karşılaşırız
Gönül el bağına gözünü dikme
Fesat tohumunu kalbine ekme
Doğruyu bilipte yanlışa yetme
Kırma hatır gönül beter olursun
Fakirin fakirle olur can dostu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!