Koyunsuz kuzusuz kalan bayırları neydem
Harıs kalan kıraç tarla felek sana kalsın
Bağlamış yolumu gurbet bırakmazki gidem
Yıkık viran kerpiç evler felek sana kalsın
Kurda kuşa mekan olmuş o güzelim dağlar
Parasız kaynamaz boştur tencere
Fakire gün doğmaz dardır pencere
Güneş bile girmez yoksul evlere
Hayat bize mezar geçim zor oldu
Lodosta gemi karaya vurmadan
Gönlümdeki zincirleri kırmadan
Araya hasretlik uzak girmeden
Dağlarıma ayaz kar düşmeden gel
Aşkın ateşi sönüp küllenmeden
Çıkma yola sana nazar ederler
Boyun güle benzer dereler gelin
Saçını kaytanı ipek örerler
Bir güzel yar sevdim SİVAS elinden
Konuşur bal akar tatlı dilinden
sarılamadım o ince belinden
Ardın sıra yürür bakar giderim
Böyle güzele ah canmı dayanır
Geçse de aradan yıllar unutulmuyor
Ey sevgili içimdeki gizli yara
Ne günlerdi mazi bir günü bir seneye
Bir seneye’de bir ömre sığdırmış tık senin ile
Ardına bakmadan çekip’de gittin
Gönlümden adını sildim ben senin
Sana olan sevdamı sen yok ettin
Gönlümden adını sildim ben senin
Mazi oldu geçip giden o yıllar
Yıllar oldu, hasretini çekerim,
Gönül gel gidelim, sılaya doğru!
İstanbul’da kimse sormaz derdimi...
Salınmış gidiyor pınar yolunda
Gözleri sürmeli bir köylü kızı
Yeni kalaylanmış sitil kolunda
Gözleri sürmeli bir köylü kızı
Gücenmiş sevdiğim açtı arayı
Senden aldım sevdiğim bu yarayı
Sensiz neylerim ben hanı sarayı
Gücenmiş sevdiğim açtı arayı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!