Saadet Kılıçaslan Şiirleri - Şair Saadet ...

Saadet Kılıçaslan

Mum ışığındaki gibi sönüyor alevin
Yüreğime hasretin düşüyor
Pencereme yağmurlarını indiriyor gökyüzü
Yüreğimi üşütüyor sen gibi bebeğim

Özleminin penceresinden seyrediyorum

Devamını Oku
Saadet Kılıçaslan

Hüzünlerimin yağdığı
Lapa lapa karların altında
Can çekişiyor yüreğim
Ayrılık penceresinin acılarından
Seyrediyorum özlemini
Hasret yağarken üzerinde üşüdüğüm

Devamını Oku
Saadet Kılıçaslan

Gitme demiştim nisan sabahı
Gözlerim dolu dolu kirpiklerim ıslak
Son yolculuğa hazırlanırken
Yalvara yakara gitme demiştim

İnama saydım keşkelere

Devamını Oku
Saadet Kılıçaslan

sen ağlama bebeğim sana kıyamam
Özlemin çağladı yürekte sana anlatamam
Yaktı ateş narında acıların beni
Kanayan yaralarımı saramam

Kahkahalar atardım ömrüm baharken

Devamını Oku
Saadet Kılıçaslan

Ne gülüşüm vardı dudaklarımda
Ne hasretin kaldı buğulu bakışlarımda
Aramaz oldum seni eriştim sonbahara
Döktüğün yaprakların sebebim oldu

Zemheri yüreğin eserken bana

Devamını Oku
Saadet Kılıçaslan

sen ağlama bebeğim sana kıyamam
Özlemin çağladı yüreğe anlatamam
Yaktı ateş narında acıların
Kanayan yaralarımı saramam

Kahkahalar atardım ömrüm baharken

Devamını Oku
Saadet Kılıçaslan

Hangi acının fırtınasından geldin
Bu yaz hiç lodos esmedi yüreğime
Kapkara bulutlar sardı gök yüzümün
Susuzluktan çatlamış topraklarıma
Muson yağmurlarını serpiştir din her dem

Devamını Oku
Saadet Kılıçaslan

Mevsimler soğuyor sanki hasretine
Yine ağlıyorum gece gece
Yüreğim kaynıyor bir bilsen
Üşüyorum bugün sarıl bana anne

Hüzünlerime karıştı senden kalan selin

Devamını Oku
Saadet Kılıçaslan

Yüreğimin fırtınalarını durduramazken
Güz mevsiminde dökülen bütün yapraklar
Çiğnendi ayak altında hüzünlerimin
Gözlerimden ıslaklığın nasılda çiseledi
Sabah saat onu çalarken sancılarıma
O günde ağlıyordu sensizliğe gökyüzü

Devamını Oku
Saadet Kılıçaslan

Bir gün sınıfa girdiğimde her kes susuyordu kürsünün üzerinde asılı duran Atamızın resmi bile solmuş mavi gözleri sanki alev alev olmuştu
öğretmenimizin masasında bir kaç demet çiçek vardı çocuk aklımla bir kutlama yapacağımızı sanarak koşar adımlarla okulun dışına çıktım cebimdeki harçlıkla bir tek gül alabilmiştim bahçeye girdiğimde bütün sınıf ve öğretmenler ağlayarak bekliyorlar arkalarında çocuklar sıralanmış ellerinde karanfillerle hazır ol da durmuşlardı hemen aralarından bir boşluk bularak bende yerimi aldım neden buradayız diye sorduğumda bir öğretmen bana sus işareti yaptı hala anlamış değildim meğer öğretmenimiz Van'a alışverişe gitmiş durumu olmayan bazı öğrencilerine yani benim çiçeklerim diye sevip okşadığı çocuklarına defter kalem gibi ihtiyaçlarını almaya tam kırtasiyeden çıkarken bir bombalı saldırıda şehit olmuş ayaklarımın ucuna basarak karşıdan gelen kalabalığa baktığımda al Bayrağa sarılı bir tabut omuzlarında taşıyorlar ve beyazlar giymiş biri önde yürüyordu tabutun sağında ve solunda ağlayan zorla sendeleyerek yürüyen bir kadın ve önde resmini taşıyan bizim yaşlarda bir çocuk vardı bahçeye koydukları sıranın üstüne yerleştirdiler yine de ben öğretmenimi arıyordum o neden gelmemişti belki de sınıfta bekliyordur diye geçirdim içimden tam yanımda duran müdür yardımcısı benim huzursuzluğumu anlamış olacak ki işte öğretmenin geldi dedi bana o anda gözlerim doldu başladım ağlamaya artık sınıfta her yeri yamalı hırkamın düğmelerini ilikleyip ellerimi kavuşturunca anlardı üşüdüğümü ve bana sıkıca sarılırdı artık bana sarılıp ısıtan öğretmenim yoktu tek suçu çiçeklerine ders araçları almak oldu tabutu koydukları sıranın üzerine çarşıdan aldığı defter kalem ve hikaye kitaplarını koydular herkes ellerindeki karanfilleri bayrağın üzerine attılar bende sınıfa koşarak girdim elimdeki tek gülü öğretmenimin masasına bıraktım sonrada Atatürk'ün gözlerine bakarak Ağlama Atam bundan sonra söz veriyorum öğretmenimin teslim ettiği bayrağı ben taşıyacağım öğretmenimin bir sözünü hatırladım bir gün ecel beni alırsa arkamda binlerce açmış çiçeklerim benden aldığı bayrağı taşıyacaklarını biliyorum demişti ve yıllar sonra öğretmenimin şehit edildiği merkez ilk okulunun aynı sınıfında öğretmenimin kürsüsün deyim yeni nesillere andımızı okuturken Atam da bana mavi gözlerinle gülüyordu Ne mutlu Türküm Diyene

Devamını Oku