Yakın olmak istediğimize uzaktan bakmak zordur..çünkü, giderken sadece kendini değil; kendinden çok daha fazlasını götürmüştür.. Evet,ona uzaktan bakmak sahiden zordur..çünkü,yürüdüğü yolun bir ucu da yüreğimizde geçiyordur..ve onun giderken herbir milimetre uzaklayışı; yüreğimizde bir kilometre gibi hissedilmiştir..bundan başka ve bundan çok daha fazlası ise, sevilenin yollarla eşdeğer bir uzaklıkta kalmasına karşılık; nefret edilenin her daim şahdamarı kadar yakın olmasıdır..//
Sevgi,hala yerinde duruyorken; dünden bugüne, ne olmuştu bize.. Yeri bilinir bir elle tutulur'un, yerinde bulamamak gibi,bişeyler yitirmiştik.. yerinde olmayan şey(ler) neydi..? benliğimizin an sonrasına, miyop kalmasının bir eseri miydi, zamansız hasıl olunan şey..? Karanlık ve uçurumsu badirelerden geçerken,ipine tutunarak, bel bağladığımız GÜVEN miydi..? Yoksa gelecek günleri umutlayan inanç mıydı..? Bizi koynunda taşıyan yer demir, kucaklayan gök bakır kesilir,olmuştu.. Elimizde düşürdüklerimizi,ikimiz de bilemedik tamı tamına..neydi,neydendi,kimbilir neyin nesiydi..eksilen onca şeyin ardında; yine de,ölürcesine sevilmeye yakışırdı kendisi.. //
Insani olan taraflarımızı yitirdikçe,yaşamın düşmanı bir insani olmayışlıkla doluyor bütün boşalan kısımlarımız..bir barometredeki civa'nın boşluk kabul etmez yükselişi gibi.. Bir mutluluk,bir vicdan, bir emek ve bir sevgi üretme boyunda kısaldığımız içindir.. Her seferinde,bunları çiğneyip yutarak bir arpa boyu uzanır yol alamayışımız..//
Gidişinin sonrasında,herşeye sinmiş olan bir sensizliğin kıyısındayım.. uzaklığını,bir an mesafesinde, en deli kırbaç gibi işleyişini yaşıyorum; vakitsiz bir kış bakireliğine zorlanmış ilk bahar gebeliğindeki gönlümde.. doğurganlığını yaşamamış bir yaz sonrasında; bir sonbahar yorgunluğunun hüznü ve kederidir içime işleyen.. Herşeyde,ete kemiğe bürünmüş bir eksiklik.. inanılmaz fazlalıkta bir bölünmüşlük.. sınırları sana kadar genişleyen bütünsel bir fazlalık..Ne yana baksam, işsiz güçsüz sözcükler arasında bir kalem sürçmesi yalnızlığında oluyorum..
Dün ne yaşandı,bugün ne yaşanıyordu ve ve yarın ne yaşanacak; hiç bir fikrim yok günün sen olmayan tarafında.. zira,yaşanmış,yaşanılan ve yaşanılacak günün elimde kalan kısmı; her zaman,bir seni düşünmek uzunluğunda(kısalığında) kalmış oluyor..Her seferinde, milyon tane olasılık taşıyan bir zar oluyor elimde,beynimin ve yüreğimin en derinine atılabilen..ve her seferinde, milyon tane olasılığı olan zar'dan, milyon kere sen sayısının gelmesi gibidir, seni düşünmek..//
Duyguların bir nehir gibi aktığı,eli ağzındaki suskunluklarda sakladım; yıldızlara ve güneşe daldırılmış kadehlerle süslü bakışlarını ve ağız dolusu gülmelerini..//
Senden bir ihanet avcısı yaratma derdinde değilim ey yar..yüreğinde sakladıklarınla bi hesabım yok benim,yüreğimde sakladıklarımla var..Eksikliğimin eksikliğinde,bütün kışların en soğuğunu yaşıyorum sevgili..sahip olduğum herşeyden,sayısız kere azalmanın çığlığında üşüyorum,gitme.. kapalı olan kapıları aç demiyorum, senin için açık duran kapıları kapama..seni, bütün bir ömrün topraklarına serpiştirmeyi isterken, yokluğunla esirleme.. ruhundan,tüm zamanların bütün aşklarını kıskandıracak üç kharit'i yaratmama izin ver sevgili..benim olma,ama senin olmama izin ver..içimde,bütün güçlerini,bir aşk tanrıçası'na hırsızlatmış bir tanrı enki ağlıyor ansızın gidişine..bütün içimi SEN eyledim,gitme kal (sevgili..!) ..! //
Gözlerim,bu dünyaya ait olmayan o suskun, yabancıl atlı'da takılı kaldı..herkes atlı'nın altındaki atı konuşurken..
Camları,çerçeveleri indirilmiş bir ablukasızlıktır sensizlik.. Bol paçalı hırsızlar istilasıdır artık; yokluğunla lime lime olmuş,tavşan ürkekliğindeki yüreğim.. Sayısız,acem kılıcı kuşanmış gedikli dostlarla doluyor; her gün bir numara küçülen,dar ayakkabımsı hayatım.. Içimdeki bütün SEN'li ayak izlerine kurşun dökmekle ödevli,kısa pabuçlu çarşamba aşkları esiyor sükunetle; bini bir metelikli bir afakilikte..
Anılan adsızlıklar gölgesinde,sağır duygular curcunasıdır içerim.. Bir ıslık boyunda,bol cepli bir yalnızlık giyiyorum; hiç bir dünya kelamında pelesenk edilmemişliklerle yamalanmış..şeytanın kulağına sıkılası,kompliman bir öfkedir belki; bulutumsu ruhumdan dökülen bu içilmiş kırıntılar.. Belki de,Eyüp sabrında bir can çekişmesini besteliyorum; kavak hışırtısıyla söylenen rüzgar konçertosuna..//
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!