Soğuk, sessiz, anlamsız bir gün,
Ve günümü anlamsızlaştıran
Senin yokluğun.
Şehrin sokaklarında öylesine yürüyorum,
Üzerime yağan kar tanelerini sayıyorum.
Sen, yaz günlerinde
Papatya yapraklarında ararken
Sevgimin cevabını falında,
Ben kar taneleri ile bakıyorum falıma,
"Seviyor, sevmiyor, dönecek, dönmeyecek" diye.
Üşüyorum,
Üşüyorum ama soğukla bir ilgisi yok.
Bilirsin, severim kış günlerinde
Kısa kollu giyinmeyi.
Bu sebepten olsa gerek,
Yine üzerimde bütün bakışlar.
Ve ben, bana bakan gözlerde
Tek tek gezdiriyorum gözlerimi,
Seni arıyorum, sıcaklığını,
Tıpkı eskiden olduğu gibi.
Yağan karın altında yürürken,
Sarılmak istiyorum sana.
Ve bir türkü geliyor aklıma,
Titrek sesimle mırıldanıyorum şimdi,
"Neredesin sen?" diye.
Üzerime düşen kar tanelerine aldırmadan yürüyorum,
Yeri göğü yaradan şahidim ya,
Unutmuyorum sana dair hiçbir şeyi.
Çarşı pazar derken,
Ayaklarım beni senli hayalin tam ortasına atıyor.
Ahşap bir evin çatısında birikmiş
Kar birikintisi çarpıyor gözüme.
Bacasında ağır ağır tüten duman,
Bir şömineden olsa gerek,
Öyle hissediyorum.
Ve loş bir ışık içeride
Dikkatimi çekiyor.
Sessizce küçük adımlarla penceresine sokuluyorum.
İçeriye baktığımda, yanan şömine önünde,
Boş bir kadeh ve yıllanmış, yalnız bırakılmış
Aşkın şarabını görüyorum.
Bu defa kapıya doğru,
Küçük, sessiz, korkulu adımlarla ilerliyorum.
Açıp içeri girdiğimde,
Ürkek gözlerim etrafa bakıyor.
"Kimse var mı?" diye seslenecekken,
Vazgeçiyorum.
Şimdi oturup şarabın keyfini çıkarmak varken,
Seni düşünerek,
Kollarımı ovalayarak şömineye doğru
Hızlı ama sessiz adımlarla yürüyorum.
Önce vücudumu biraz ısıttıktan sonra,
Aklımda sen eşliğinde oturuyorum.
Bir kadeh doldurup yudumluyorum,
Sokağa çıktığımdan beri aklımda olan,
Her yerde karşılaşabileceğimi düşündüğüm
Sen eşliğinde.
Sanki biraz içtikten sonra sarhoşluğumu hissediyorum,
Ve ahşap merdivenlerden gelen tıkırtı ile,
Gözlerimi şöminedeki o eşsiz güzellikten ayırıp,
Başımı merdivene doğru çeviriyorum.
"Çok mu sarhoş oldum?" deyip gözlerimi ovaladıktan sonra,
Tekrar baktığımda,
Beyazlar içinde sen,
Adım adım yürüyordun bana.
Hala aynı aşkla bakan gözlerin,
Ve hala o eşsiz güzelliğin,
Gülüşün ve sadeliğin ile,
Usulca yanıma yanaşıp elini uzatışın,
Mutluluğum oluyordu.
Üzgün, ağlamaktan göz pınarlarım kurumuş, ben
Tam tutacakken ellerinden,
Çalan saatimin alarmı ile gözü yaşlı uyanıyordum şimdi.
ÖZLEDİM SENİ diyerek....
KaLeMiNiN_ESiRi
Kadir KILIÇ
26.112024
Kayıt Tarihi : 15.12.2024 12:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bir rüyanın ardından yazılan...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!