Denize uzak çocuklar tanıyorum,
Başları dik, gururlu ama,
Bir o kadar da ürkek gözleri, dolu.
Yumruya benzer şeyler var sahip oldukları,
Kursaklarında heves var bol bol.
Bir oh çekse karşıki dağdan of gelir.
Geç kaldığını anladı tan kızı,
Ama elinde değildi bu.
İmkansızlık denizine,
Neden can havliyle dalmıştı ki!
Halbuki geç kalınınca acele edilmemesi gerektiğini iyi biliyordu.
Ama bildiklerini hor görebilecek kadar acemiydi tan kızı...
Tebessümüm yarım,
Ağlasam yaşım,
Kalsam duygularım,
Gitsem, kalır yarım.
Uyku hali,
Yarı baygınım.
Uzun zamandır yazamadım şöyle doğru dürüst oturup.
Doğru insanlar çekip gitti ve dürüstlük yol aldı koşar adım.
Hâl böyleyken de mürekkebimde kalmadı mecal.
Bitap düşmüş bir dizi insanla karşılaştım.
Savaşı hiç bitmeyen, kapı kapı huzur arayan,
Aynadakiyle kavgalı bir yığın insan...
Yağmuru severiz,
Şehirde sadece yerliler kalır,
İşler ertelenir ve aslî telaşlar başlar.
Severiz çünkü,
Hüzünlü kalplere huzur dolar,
Korkaklar uzaklaşır koşar adım.
Bir yola çıkarsın;
Taş vardır, kaldırırsın.
Dağ vardır, aşarsın.
Tehlike vardır, kaçarsın.
Diken vardır, koparırsın.
Kar yağıyor uyan Yunus,
Bak, kimler gidiyor uzaklara.
Ah tembel herif, sen kalkana,
Gitti herkes bak şu dağa.
Sana ışıkları söndür dedim,
Al işte bizi de çağırıyorlar,
Zamanın iyileştiremediği yara,
Geçiremediği dert,
Aşamadığı mesele var mı?
Her şeye ilaç dediklerini,
Gün geçtikçe azalan kaygılarımı fark edince anladım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!