Yüzyıllar ardından gelen nefesin
Kalbime sonsuzluk aşkını bağlar.
Yunusum, Yunusum sımsıcak sesin,
Duru ikliminde gönüller çağlar.
Kırk yıllık çilenin penceresinden
Çiçek çiçek, nakış nakış
İçimizde çinilerin.
Pırıl pırıl, ışık ışık
Yanar durur kandillerin.
Bir dal ucunda küçücük iken,
Gün gelir büyüyüp, meyve olurum.
Henüz olgunlaşmadan koparırlarsa,
Üzüntüden,
Kahrolurum.
Adın bir sığınak bir umut bize
Tutunmak güvercin kanatlarından
Bir gül kokusunu armağan eder
Dökülen gözyaşı yanaklarından
Pırıl pırıl gökyüzü
Masmavi, parlak, güzel...
Benek benek kelebek...
Açan çiçek, ne güzel!
“Aydede, parlak dede!
İSTİKLÂL ŞAİRİ’NE
Ey İstiklâl şairi, dilim, sözüm, Âkif’im!
Ruhumun tercümanı, canım, özüm Âkif’im!
Her hecen bir ilhamdır, her mısran ruha candır,
Mis kokulu, gül yüzü,
Bahar edecek güzü.
Daha mavi gökyüzü,
Çocukların gözünde.
Kelimeler, heceler...
Çanakkale tarihim, Çanakkale destanım.
Şehidimin türküsü, toprağım, suyum, kanım.
Şüheda nefesiyle dirilen gülüm, canım...
Çanakkale bir tarih, Çanakkale bir şandır,
Tarihe altın mühür, muhteşem bir nişandır.
Gül mevsimi geldi mi her şey bize yâr olur
Gönüller gül kokarken geceler nehâr olur
Bad-ı saba getirir diyâr-ı gülden koku
Figan eden bülbüle şifayâb rüzgâr olur
Sevgin ile seni andım,
Sevdim seni Peygamberim.
Seni andım, aydınlandım,
Sevdim seni Peygamberim.
Çağırarak kutlu ize,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!