Gözlerini mor menevşe,
Sanıyorum sevdan ile.
O bakışa o gülüşe,
Kanıyorum sevdan ile.
Aklım fikrim şaş’eyledin,
Bu kaçıncı mektup yırtıp attığım,
Yazıp sana veremeden sevdiğim,
Bu kaçıncı gece sabah ettiğim,
Göz yaşlarım kurumadan sevdiğim.
“Ferhat” gibi dağları mı aşayım,
Avutmuyor artık kuru hayaller
Dar geliyor bana sensiz bu eller,
Açmıyor gönlümde o eski güller,
Yaşamak mı ki bu sen olmayınca?
Reva mıydı bana verdiğin zeval,
Şu gönülde biri var ki,
Ecel olsa bıkılmıyor.
Aşk gönülde bir çınar ki,
Ömür boyu sökülmüyor.
Saçın döker dişin döker,
Benim ızdırabım bir riyakârdan
Kader değil ‘’boyun bükeyim’’ desem.
Ebedi bir vefa görmedim yardan
Çekilir yanı yok ‘’çekeyim’’desem.
Hanlara eğilmez bir ulu baştım
Biçerdim ekini ederdim deste,
Toplar yığın yığarıdım üst üste,
Şimdi orak harman tırpan da yasta,
Çüt-çıbık tutacak eri kalmamış.
Dırmıklayıp “diş” ederdim yerini,
Bir derdim bitmeden birisi başlar,
Bahtsızın alnında yazıya döndüm.
Düşmanım da taşlar dostum da taşlar,
Avcının önünde tazıya döndüm.
Dizleyi dizleyi bayırı düzü,
Saymadım kaç mevsim kaç sene oldu,
Düşmüyor dilimden adın Mihriban.
Gönül muradını bir sende buldu,
Sen de ona “hayır” dedin Mihriban.
Bak senin de kırık kolun kanadın,
Güşenem sarı bakır,
Oynama şakır şakır.
Salınıp gezişine,
Kurban olsun bu fakir.
Kaşların kalem senin,
Aşkın ile inlemezse her teli,
Seni çalamadık sazı neyleyim.
Kopartırım anmaz ise bu dili,
Seni söylemedik sözü neyleyim.
“Ölmekse” bu garip yolunda ölsün,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!