kaçış gibi olmamalı tünelden çıkış
kaymadan ve vurmadan bir yerlere,
nasıl da coşardı düşler….
bir de kara saplanmadan,
mesela düşler
iki kent arası gidip gelmelerin
sıcağı vurur yüzüme
savaş ve barışı anlatır gibi.
alkışlar arasında yine de
tutulmalıydı elinden cesaret.
henüz soğuk ta değil, yine de
kömür yığınları her sokak arasında,
balıkçıların sesi ise… sorma gitsin,
kapı önleri hangi sesleri taşır
girmiş bir kere birbirine akşamlar.
yüksek sesle söylenen harfler varsa da
ağaçlardan önce döker yapraklarını insan.
oysa sonbahara daha ne çok var,
kim bilir ki çarpılmaları o sokaktan geçerken
ya da bir bulut çarptığı an diğerine
yıkılır gök, sen hangisine bakacağını şaşırırsın
beceri;
boşalttılar içini geçen gün,
tanrıya yakınlaştırır gibi
uydurdular insana.
çarmıhta
görünür kelimelerin dizilişi.
avlularda oyunlar oynanırken
uçurulur uçurtmalar evlerin arka bahçelerinde
pencerelerinden baktıkça kuş olmak ister yürek
gökyüzü sonsuzluğundan çekip alacakmış gibi güneşi.
daha önce hiç soğumamıştım kâğıttan kalemden.
eskiden
pencere önlerinde duran radyolardan dinlerdi
haberleri babam. sonrası sofalara yayılan tangolar.
neler oynaşmazdı ki içimizde…..
görmeliydiniz metal minik arabamın
halı kenarı çizgilerinde gidişini.
kendimden önce
büyüttüğüm şeyler de var içimde,
ranzaların üst katlarından kalma
çocukluğumun hayallerini taşır,
kimi geceler duygularımı
içimden nice arabalar gelir gçer.
başkalarını da götürür arabalar
hepsinin kalkış saatleri vardır,
görürüm durak tabelalarının altında
uzun seyahatlerin yolcularını,
birlikte ne hikayeler paylaşmıştık..
dün gece Bursa’ dan kalkan bir otobüs mesela




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!