Kandırma kendini, dost vefa ile anılır,
Nur yüzündedir onun, ilk bakışta tanınır,
Dar’a düşen her insan evvel dost’a sarılır.
Vech’e gülen her adem yazık ki dost sanılır.
Dil istedikten sonra, güller bile dikensiz,
Utanmana gerek yok, olsada biz gizleriz,
Unut kötü sözleri, bizler meşke düşkünüz,
Ayakların kayarsa, biz elinden tutarız.
Meftunların gönlünde, uluyamaz kurtla çakal,
Yürüyecektik hani senin ile yanyana,
Sen yavrum dedikce,bu gönül sana aşina
Zehir etme hayatı içelim kana kana,
Sığmazsın bu cüsseyle,o minicik kazana.
Oğluna ister iken,benziyordun Mehtaba,
Kelebek
Kısacıktı ömrü,
Doya doya yaşamalıydı kelebek
Kabuldü o kısacık ömre
Uçur beni dedi yükseklere,
Enginlere, doruklara
Ağardı loş ışıkta, gülen yüzler,
Dost gönüller muhabbeti hep özler,
Gördüm elmas gibi, yalız yürekler,
Dirayetsiz kaldı akıldaki cümleler.
Şiirle çağladı, coştu yürekler
Yürüdüm de adım adım
Erbaba, echele sordum
Içtim seni yudum yudum
Cesim yürekli dostum benim
Kah buldum, kah aradım
Gün görelim dedik sizleri seçiverdik,
Talan oldu ülkemiz ettiniz didik didik
Kör ettiniz gözümüzü birinizi görmedik,
Kepaze olduk yine ey develerle Cüceler
Kalmadı hepsi gitti kırıntı ile zerreler,
Ahlaklı ol insan gibi haddini bil mübtedi
Kalender ol bu yakışır Ahveb-i cismanına
Beşer nazarında zinhar,sayılırsın Müfteri
Bakarsın ki baht'ın ölür adın çıkar abdal'a.
Tam kırk yıllık esatir, varsayalım bir ömür,
Kırkında da beraber aynı ekmeği kemir,
Bazı vakit bir beydik,çoğu zaman bir sefil,
Zihnim boş kaldıkça daim aklıma gelir,
Dost’dan bana yadigar sırtımdaki hep durur
Aradığım yok seni,
sen istersen bulursun
belki bir parkta
belkide cami avlusunda.
Yerim yurdum belli
sevgili Pelit,
bu güzel şiirleri ne zaman internet ortamından elimizde kitap olarak okuyacağız gerçekten merak ediyorum. Artık zamanı çoktan geçmedi mi diye de düşünüyorum.
selam ve sevgilerimle.