Herkes sana benziyordu şu Kahpe Bizans’ta.
Taksim’de bir enstrüman dilense sana gelirdi
ayaklarım, sönmezdi sigaram, kanımda çoktan
dolaşmış olurdu anason kokan şiirler.
Turgut Uyar’ın dizeleri dizilirdi merdivenlerine.
Sonra mı ne oldu? Şiir olduk; okunmadan bırakıldık bir kitabın hasret ile ayrılmış sayfasında. Şarkı olduk; frekans frekans sevdanın unuttuğu o eski radyolarda dolandık. Biraz da yorgun, yalandık
Yazamadım sana.
Kalem yoktu, kağıt yoktu, yürek soğuktu.
Kelimeler boğazıma dizildi, konuşamadım; şivem bozuktu.
Sustum, sağır.
İçimde bir kaç damla gözyaşı vardı; kurumuştu.
Gelemedim sana.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!