Ve sen
Yetmezmiş gibi dünyanın yükü
Bir de sensizlik
Öyle tutsak ki ruhum gülüşüne
Boynumdaki bu kuru urgan
Nefesimi kesse bile
O kadar ihtimal vermedim ki sensizliğe
Bilmiyorum şimdi ne yapmam gerekiyor
Bir savaşçının bedenine hapsolmuş
Bir sanatçı gibi çaresizim
Kılıcı kaldırsam kalemim kırılır
Kılıçsız kalsam sırtımda bin yara açılır
Bir sen bir ben yıldızların altında
Sonsuza kadar kalabilirim
Ay ışığı vuran yüzüne bakarak
İşte ben orada ölebilirim
Yüzümde pişkin bir gülümseme
Seni yolda açan çiçeğe
Adımı bilmeyen köyün delisine
Şu parçaladığın yüreği bil diye
Yere göğe şikayet ettim.
Belki sesim değil sözüm ulaşır
Gözyaşlarım içinde mısralar taşınır
Ne için bana zulmedersin sultanım
Bir selam bir kelam çokmu bana
Gözlerim yollarda seni arar dururum
Aynı odada ayrılığı yaşatma bana
Büyüdüm sanma hala çocuğum
Tanıştım o unutamadığın çocukla
ne çok benziyor bana, sahi
ben onu andırıyorum diye mi?
aynı kokuyu farklı bir insanda
benden almak, bu ihanet
üzdü seni
Tenezzül edip de gelsen yanıma
Ayrı geçen yılları hiçe saysak
Hiç ayrılmayacak gibi sevgilim
Hep yan yanaymış gibi baksak
Belki durulur içimdeki yangın
Hayal kurmak ister yerdeki fare
Mavi bir kumaşta yürümeyi
Beyaz lekelerde yüzmeyi
Ne bilsin gök sonsuzdur
Mavisi beyazı denizdendir
Sorsan bu fareye uçmak nedir
Bak etrafına kardeş yüzler hep asık
Bitmiş umutlar ölmüş bizim insanlık
Grinin tonlarına bürünmüş koca şehir
Emek anlamsız birer dört harf
Umut torbadan çekilen birkaç sayı
Hayat kumar olmuş, gördünmü?
Artık susmak vaktidir keyiflenin
Yüzüne vurmayacağım kimsenin
Arsızlığını, hatalarını görmeyeceğim
Gözlerimi kapasam da bilirim de
Artık ben oraya bakmayacağım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!