Yağmurdan bir damla
Gözümde ümitten bir ufuk
Benimle olan duygularımda
Ve sen varken yanımda
Çizgiler çiziyorum gelişigüzel
Bir şeylere namzet olsun diye
Ömrüm sonsuz sen her şeye bedel
Ve sen varken yanımda
İmkansızı mümkün yapıyoruz
Omuz omuza hayat çetrefilinde
Sağanak yağsa da bu yağmur
Ve sen varken yanımda
Ellerimiz kenetlenmiş
Sevgiden bir şimşek
Yol alıyoruz bu uğurda
Ve sen varken yanımda
1983
Ramazan YILDIZ
Kahramanmaraş
Rüzgâr eser saçlarım isyana gebe savrulur derinden
Bağrımda bir sızı gönül ülkesinden kalma yanar
Yürürken takılır ayaklarım kelepir kaldırımlara
Yalnız adam akşamdan nefesini bitirmiş bakar
Köpekler ayak seslerimi davet kabul eder yürüdükçe
Ardımca koşarlar gözlerinde gümüşten pırıltılar
Tepe beni siper alır bir korkunun ellerinden ansızın
Ellerse bir zemheride unutulmuş çekilir katar katar
Okul yolunda yalnız çocuk gözleri bir delik kalmış
Arka sokakları kestirmeden geçer düşe kalka
Buzları gözbebeğinde eritir inceden umuda dalmış
Ayağının altında bir yama boylu boyunca çekilmiş
Tenine meçhul bir adres gibi sokulur usulca sarılmış
Zil çoktan çalmış ilk ders müzikti değişmediyse
“Okul yolu düz gider” şarkısı çalınacaktı ders boyu
Çıktığım yokuş kelimelerden sırtımda bir kambur
Aylin Hanımın dizleri tutmaz aman vermez mesai yolu
Bir bakışı flütünü unutanlara performans notu olur
Tatili bekler bir takvimin satır arasında sessizlik
Yürekler ısınır bir derginin değerlendirme sayfasında
Kar yolları kapamışsa meteroljinin akşam haberlerinde
Gözbebeğinde ısıtır bitişik yazıyı birinci sınıf çocuğu
Okumaya geçmeyen çocuklar koridorlardan geçerler
Merdivenler aşağıya çıkar, yukarı iner koştukça
Alfabenin keşfedilmeyen kelime limanlarında bekleşirler
Bir sessiz gemi olur mendiller sallandıkça sallanır hecelerle
Kelimelere kardeş ülke seçecekler haritadan bakıp ta
Öğretmeni İmla hatalarını kırmızı ile işaretleyecek yazıdan
Sevginin letafetini harf harf pişirecekler teneke sobalarda
Koltuk altlarında taşıdıkları bir odun parçasının yalımında
Sıvası dökülmüş sınıflarda kaybolan insanlığı onarırlar
Döşeyecekler vefayı gönül atlasına teneffüs aralarında
Bahçedeki çiçekleri büyütürler avuçlarında taşıdıkları sularla
Büyüklerse arazide bir metre yer için bir nesli katlederler
Hırs iklimin zakkum açan öldüren öfke patlamalarında
23.01.2007
Saat:01.58/Darende
Üç şeyin vatanı olmaz derdi hep, münzevi dostum
Bugünden yarına artarak çoğalır; hizmet, çile ve eğitim
Sen sevgilere ötelerden, elemli şerhler düşerken
Ben okka ile virgül koyar, inceden kanar yaran
Yolları uzatırsan akşamdan, kurşun renkli semanın şahikasına
Tahterevallide başına buyruk çocuklar, sense tevekkül bakarsın
Zamanı perçeminden, hece hece mahkûm etmişsen
Özgürlüğe dalar bakışın, okunur mu elif diye gül yüzün
Özümün pir-i paklığından başka çıkar yol yoksa maverada
Nerdeyim, ne olmalıyım bilinir mi ömür güzergâhın
Sadelik içime, ipekten zülfü yar dokurken
Sen hasrete çetrefil mayınlar döşersin, geceden
Önüm arkam söbe, kelimeler darağacında salınırken
Öndesin, ömür tüketirsin sessiz, sonra en arkada gövden
Rüzgârın gözeneklerinde yeşerirse, nakti ömrün
Cihanı kuşatır, duyulur mu vicdanlarda sessiz hecen
Akşamdan aldığın taahhütler, sabaha solgun çıkarsa
Gönül ummanına filika ol, kanat aç, vefasız limanlardan
Sabrı bilersen, dünyanın ikiyüzlü dönen çarklarında
Ram ol ehline, kaygıları çıkar elden, bu pazarda hiç beklemeden
Söze sukut katarsın, ateş yalımında parlar fiyakalı tenin
Aşina çehreli nazarın, bende uzar, şimşek olur bir kelamın
09.09.2006 Ramazan YILDIZ
Saat:12.16/Darende
Hayat nedir, nasıl geçiyor, sonsuz durak
Artık gel, zaman kısa, an uzak mı uzak
Bekleyiş sitemleri hat çizdi yüzüme
Uzaklarda isen sevginden bir iz bırak
Dakika ay oldu, güneş ufukta batmaz
Zamandan sermayem yok ki ilave katmaz
Sevgin sabır heykeli yaptı bu ellerde
Gelen giden ilgisiz bir kez olsun bakmaz
Ramazan YILDIZ
1983/KAHRAMANMARAŞ
Bir mütefekkir başı göğsünde gelene razı
Alın Yazısı
Bir garip gurbette parmaklarıyla yedi yıl sayıyor
Başlık Parası
Tesettürlü bir annenin kızı gece gündüz kaldırım çiğniyor
Yüz Karası
Bir işçi her şeyden habersiz mütemadiyen kazma sallıyor
Ekmek Parası
Bir mücrim ellerini açmış çaresiz yalvarıyor
Ümit kapısı
Bir mahbub terkedilmişliğin acısı içinde ağlıyor
Gönül Yarası
Bir karı-koca akşam sabah dırdırda dırdır
Geçim kaygısı
Bir mecnun oturmuş ”Ben neyim ne olmalıyım”
Yaratılış Gayesi
31/03/1983
Kahramanmaraş
Not: 19 yaş şiirlerim..
Vadide erguvanlar mevsimsiz açar
Bir isa Mesih medfunu koşar ardınca
Yapraklar çağın pak yüzüne hüznü taşır
Göz kapakları kaldırmaz ağırlını amansız
Merdiven iner gök kubbeye inat
Basamaklar sağdan sola solda sağa uzar
Kesilir nefesler dizde kalmaz takat
Sevdanın yedi vereni açar vadide ıhlara
Meryemin safiyetinde bir oğul büyür zamana
Korku vadiden teğet geçer ansızın
Havari ağırlığınca iman tazelenir her dem
Lara gözünde büyütür imanın solmayan ahını
Dilek ağacı değil sevda vadisi ıhlara
Yürek sızısı parmak çocuk olur akşamdan
Gözlere aksetmez zulmün vahşi gülücükleri
Ihlara koşar parmak çocuk yorulur
Ardında manastırın ikmal dersi kalır hoyratça
Rahibeler vadide masumiyete secde ederler
Selimiye manastırı Osman oğluna göz kırpar
Kavilleşirler suyun öte yakasında bir ikindi vakti
Ovaya çıkacaklar kralların narasına hiç aldırmadan
Toprak sevda kokar vadi aktıkça
Kiliseler çıyanlara meme verir tevhitten made
Sefere çıkanlar döner seherde elleri kanlı
Ihlara Meryem’in kollarında masumiyete baktıkça
Ihlara da kızıllıklar olgunlaşır tepeler durdukça
Köprüler çekemez yüklerini atarlar sırtlarından dereye
Bir balık karnında tevhitten köpükler taşır öteye
Bilinmez bir yolculuktur gider kervan sormazlar nereye
22.07.2008
Ramazan YILDIZ
Darende/Saat:11.34
Sokakların derin sukutu kaldırımlarda beni boğar
Cumbalar gökdelenlere başını çıkarmış sessiz bakar
Çekerde yorgun ayaklarım bir bulvarın ortasına
Gözlerim semada yavrusuyla uçan bir martı arar
Yanaklarımı çılgın çağın artıkları kirletmiş
Gün batar cebimde çek defteri ödenmemiş
Dilimde adın yosun tutmuş bahar çiçekleri
Ferman yürürlükte bir kez olsun ilga olmamış
Evleri çekerim içime bir ejderha iştihasıyla
Lokmalar nemruttan zakkum tadında ağzımda
Derisinde okyanuslar keşfettiğim zayıf beden
Telaşsız hüküm ferma eder çalar kendi sazında
Sofalar bir ihtiyarın gözlerinde mesnevi okur
Huzur rahlede davudi bir ses olur için için coşar
Torun yanaklarında büyütür bahçedeki bodur fidanı
Bereket akşam sofralarında ufuk olur öteyi aşar
Nimetin şükrünü bir derviş hatırlatır duasında
Baba pencereden semaya bakar bir prens edasında
Kediler oynaşır koltuk üstünde satıcının sesine inat
Kapı bir açılır bir kapanır ezanlar huzur nidasında
Mutluluğu örgüleştirdiğimiz evler heveslere yenik düşer
İlmi taşıdığımız kitaplar bir leblebicide mahzun bekler
Komşular tatilde, anahtarları emanette saklanır sıkı sıkıya
Yeni eskiye mağrur bakar, dede toruna mahcup seslenir
Sesler seslere karışır bir cümbüş var pazarda
Veresiye mal satar meçhul bir sayfaya yazarda
Önünde duran otomobile çanta taşır küçük çırak
Dalar bir film afişinde kaybolur gider bir nazarda
Kovdukça kaygılar akşamın koynunda çoğalır
Ekrandaki şarkıcı yeni bestesiyle ününe ün katar
Çocuklara şarkı yazan bestekâr tempo tutar arkada
Katliama ilk imzayı çekinmeden daha kuliste atar
Yüreğimin minesine çarpar gelen sesler pencereden
İmar yasası engeldir kazmalar vurulur aceleyle erkenden
Şehir bir medeniyeti çökertir genç iş adamının sesinde
Tarih elleriyle iki yakayı birden kavrar nefesler ensesinde
Mimar Sinan bir köşede hüznü ve merakı besteler
Götürü alan ustanın elinde ters tavan üstüne çöker
İthal vazolar ışığın önünde zarafeti zedeler hoyratça
Mahcup vitraylar yalnızlık zindanında gün sayar
Hüseyni makam işgal altında kaçak bir kızın ağzında inler
Hamamizade akort ayarı tutturamaz avare metalik sesler
Sanatın dibacesi sökülmüş bab-ı hikmet eşiğinde zamansız
Payeler pazara düşmüş karar onaylanır iner kalkar eller
Ramazan YILDIZ
02.01.2007
Saat:11.14/Darende
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!