gördüğüm her şey sıkıntıya sebep
huzur bir daha zuhur eder mi bilmiyorum
sıkılıyorum düşündükçe,
daralıyorum ötelere baktıkça
boğulmamak içten değil.
gördüğüm her şey sıkıntıya sebep
ömürler
bir ‘oldu bittiye’ getirilmemeli
hakikatler ilizyon marifetiyle
bulandırılmamalı
yoksa!
malul hayallerle yaşamak
siyaha dokunsa
leke bırakır
taşa dokunsa incitir ellerim
hoyrat ellerim...
renkler giyse sanki palyaço
her eylülden
bir yürek yarası izi kalır
alıngan bakışlarımızda...
pişmanlığımızda...
belli belirsiz rastlantılarda
yasakların dağ gibi
önümü kestiği
küfür gibi sabah akşam demeden
her şeyin yel gibi estiği
bu yerde
ancak
korkuyorum gecelerden
ve ketum köpeklerden
âzâtlığım
hep kıskacında yelkovanla akrebin
gecenin hapsinden gayrı
kanat açıyorum ayrılıklara
ne hazîn...
gelmek meğer
ayrılığın habercisiymiş
meğer acılar yüklenmişim
kaçmadan korkmadan hayattan
Bulvarların orta yerinde,
beton surat insanlar arasında,
hiç duyulmamış bir ezgiyi
senin için mırıldanıyorum;
Kadim bir yalnızlık içerken
ten sevinçleri gamzelerde saklar
ve umut yitik anlarda
sarışın yaprakların nabzını yoklar
kasılır insan güz mevsiminde
gözlere hüzün doldurur rüzgar
hep kaçtım lakin!
bende;
kaskatı bir bir karanlık
kasvetli bir nefes
zehirli bir hançer oldu dizeler...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!