İlk zamanlar anlamazdım geçerdi gün
Çalışmak zor gelmezdi sanki düğün
Çıkmak isterdim yedi katına göğün
Bak geldi işte sonunda emeklilik
Ne zaman geçti otuz yıl, bir ömür
Bu nasıl hayat nasıl yaşamak,
gücüme gidiyor böyle yaşamak,
her günüm yüksek basamak,
Birer birer çıktık hep,
aklımıza mı gelmedi ikişer üçer atlamak
Yoksa yaşlandık mı biz…….
Haya duygusuyla mahcup
Bakışlarınız ne güzel
Kuşlar gibi cıvıl cıvıl
Söyleyişleriniz ne güzel
Çember çember dönersiniz
uzatmayalım sözü
paylaşmaktır işin özü
paylaşırsan eğer
söndürürsün közü
Dün gece uyuyamadım sabaha kadar
Bir problem vardı çözülecek
Bir seni düşünmek birde kendimi
Nihayet çözemedim problemi
Cevap anahtarına baktım bütün şıklar aynı
Ben sana deliler gibi serseri bir aşık
Anlatıyor usta…
Rastladım bir gün su testisine, der usta…
Sordum kendisine, der usta…
Bu yolda yorulmadın mı, usanmadın mı, aşınmadın mı?
Yazık değil mi canına, güzelliğine, gururuna dedim, der usta…
Ne düşünürsün be testi bu hususta…
Sayrıyım derdime yoktur em
Kalbimde hüzün gözümde nem
Usumdan çıkmıyor her dem
Bize oğuz boyu derler
İçince bir çamçak sücü
Edalı yürüyüşün tusunami kalplerde
Her adımın ateş olup yandı yüreklerde
Bülbül gibi şakıyan tatlı dillerinde
Dev dalgalar yüreğime vuruyor
Leylasız mecnunum nasıl güleyim,
Sen kimsin biliyormusun
Varlığında yüzüne bakamadığım
Yokluğunda aklımdan çıkaramadığım
Yıllanmış şarap gibi arayıpta bulamadığım
Bulduğumda ise bana yüklü elektrik veren
Ve o çarpılmışlıkla sana iki kelime söylemek için
Sorgular o amansız sorgular
Belki de aranıyordur doğrular
Dostların bile düşman olurlar
Sorgular işte böyledir sorgular
Önce öylesine bir zarf atılır ortaya
eğer ahatalarım olursa ustalar beni hoş görsünler.... saygılarımla