Pusulasız Yolcunun Feneri

Pusulasız Yolcunun Feneri

''Ne istediğimi bilmiyorum'' dediğin an,
Aslında yırtık bir haritayı avuçlarında tutuyorsun
Her kırışığı, bir dağın sırtında tırmanılmış,
Her deliği, bir nehrin taşlara fısıldadığı sır…
"Bilmiyorum"ların, dikenli yollarda açan
Bir cesaret çiçeği kökleri pişmanlıkla sulanmış,
Yaprakları, düşen her "keşke"ye rağmen
Göğe uzanıyor hâlâ.

Şiir yazmak istemiyorsan, kelimeleri denize at
Dalgalara emanet et "neden"lerini,
Kumlara göm "keşke"lerini…
Hayal kurmak istemiyorsan, yıldızları bağla gözlerine:
Her biri, kayıp bir umudun kırıntısı
Parladıkça, karanlığına düğümlenen iplikler…
Sadece sessiz bir fener olmamı istiyorsan eğer,
Ben buradayım:
Kıyıya vuran dalgaların tekerrürü gibi
Sonsuz ve sakin…

İstersen susarım gecenin ayazında duran bir çınar gibi
Gövdesinde bin yılın hikâyesi,
Yapraklarında düşmeyi bekleyen sonbahar…
İstersen saçmalarım rüzgârın anlamsız ıslığı,
Savururum ufka eksik cümlelerimi,
Ki bulutlar bile şaşırsın dilimdeki dağınıklığa…
İstersen öfkelen, gökyüzüne atılan yumrukların yankısı olurum,
Sadece "haklısın" derim,
Kaçmadan, kırılmadan, bir duvar gibi.

Zamanın çölünde yönünü kaybettiğinde,
Kum saatine sığmayan anları devirirken,
Her tanesi bir "şimdi"nin ağırlığı
Ben buradayım
Bir kuyudan çekilen su gibi
Soğuk, ama daima içinde bir pınar…
Kova dibindeki paslı halka bile olsa,
İçindeki berraklığı taşırım avuçlarına.

Yorgunluğun kırık bir gramofon plağı bile olsa,
İğneyi kaldırmadan dinlerim o çatlak sesini
Her çizik, gecenin dilinde bir şiir,
Her atlama, düşen bir yıldızın izi…
Çünkü biliyorum:
Sen, yıldızları düşüren bir gecede bile
Kendi karanlığını aydınlatan ateşböceğisin,
Kanatların ıslak olsa da uçmayı reddetmeyen…

Belki bir ormanın hışırtısında kaybolmuş gibisin,
Yaprakların dilini çözemeyen bir kuş
Oysa ben, dalların arasından sızan ay ışığıyım,
Kayboluşunu aydınlatırım
Patikaları olmayan yollarda,
Yönünü kaybettiğin her an,
Adımların bir şiirin gizli dizesidir.

Pusulan yoksa, yönün benim gözbebeklerim olsun,
Kayboluşun, denizin sabrını öğreten bir dua…
Bırak, "ne istediğini bilmemek"
Bir limanın sıcak kahvesi gibi dolsun içine,
Çünkü yalnız değilsin
Suskunluğumuz, en gürültülü yoldaşın.

Huban Asena Özkan
Kayıt Tarihi : 28.3.2025 11:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!