Gideceğim buralardan
Önce hayallerimden vazgeçeceğim
Küçük bir kız kalacak
Düşlerimde hapis
Hiç uyanamayacak sabahlara
Benimle bir daha.
Beni unutmaksa istediğin
Buna gülerim
Çünkü
Ne bir ışık olup yandım gözbebeğinde
Ne de mührüm vardı sır yüreğinde
Hatırlanacak bir ben
Bir gün kavuşacağız bekle diyordun
Yarını bekleyecek umut mu kaldı?
Suçun gizlenmez olmuş varmış dağlara
Dağları da örtecek bulut mu kaldı?
Yalan bakışlar almış gözüm nurunu
Bir ışık ki içinde kaybolmak varmış
Meğer alem ne küçük, ne kadar darmış
Bir nur ki olmuş gözümün nuru
Bir nur ki aydınlıktan arı
Beyazdan duru
Seni yarınlarda bekliyorum
Tükenmemiş umutlar ve
Yaşanmamış bir sevdayla
Bana bir ilkbahar tazeliğinde
Bana uykudan yeni kalkmışçasına
Geleceksin; biliyorum!
Tüm bildiklerimi bir çırpıda unuturum; bu kolay
Yeter ki bir bilen bana hayatın sırrını öğretsin
Öyle bir yerde kalmışım ki ben, tam da bitiş noktası
El atıversin şu kaderime, bitişler artık bitsin
Almasın kimse üstüne sakın; kavgam alın yazımla
Bir bebeğin gözleriyle bakardım sana
Öyle güvenirdim, öyle severdim
Sanki annemdin..
İznim olmadan hayata getiren
‘Sen’!
‘Sen’ uğruna bir hayatı bitiren
Dilinin tam ucunda, eski aşina bir küfür;
Bir isyan gibi
Ha çıktı, ha çıkacak..
Evde, burnunun dibinde yaşayan birkaç ceset
Eğreti duruşları..
Sanki
-İnadına yaşa;
Ölüme inat!
İnadına gülümse –hayata-;
Acıya inat! -
Direnmek tufanlara, inadına dik durmak
Bu sessizlik bir dil bulsaydı
Kim bilir neler olurdu, korkulmalıydı,
Haksızlıklar söylenebilseydi.
Belki düzen bozulur, bu çark dururdu,
Horlanmış tüm duygular dile gelseydi.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!