Bana bu şiirleri hanginiz yazdırıyorsunuz,
Hangi rengi sıçratıyorsunuz üzerime?
Dudaklarından ısırdığım küfürlerde kimin?
Öpüşe biliyor musunuz sessizlik ile?
Tanrı'nın cezası şu maskeyi çıkartın yüzümden,
Önünüzde ki o kahrolası duvarda ne?
Ulan iyi filan değil geceler..
Ben bi sokak lambası kadar yalnızım,
Ve sen dudakları çilekten kadın,
Seni Hiç Sevmeyecek olan adamların yatağında
iki kişilik bir yalnızlıkla uyukluyorsun..
Rüyana dahi gelmem artık ama..
Koklayarak öp, parmak uçlarınla sev beni…
Sonra…
Sonrası Sen!
Ses tonuna dikkat et sevgilim! !
Söver gibi seviyorsun hiç hoş değil....
Soyun günahlardan adam
Dökül herşeyini çırılçıplak önüme
Soyun adam
Her Gün ılık bir kahve eşliğinde,
İçimi toplayıp toplayıp duruyorum,
Yine de senden bir türlü gidemiyorum...
Ki senin vişne rengi dudakların,
Tüm bekareti ile anlatıyordu aslında.
Nasıl böyle fahişe bir şiir olunur...
Uykum değil umudum yok benim...
Ruhuma yapışan simsiyah günahları lanetliyorum...
Uykum değil umudum yok diyorum.
Çok yalan seviyorsunuz bayım!
Çok Ucuz...
O kadar berbat ki yalandan sevmeleriniz...
Beni öldürdüğünüzü, göremiyorsunuz.
Bu şiir...
Bir sonbahara çeyrek kala yazılıyor,
Bir gündüzün,
Eksiltili sevişmesini anımsatıyor.
Yani biliyorsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!