Aşkların en güzelini vermiştim sana.
Umutlarımı, gençliğimi, her şeyimi.
Bilmedin kıymetimi.
İlah mı sanmıştın kendini tapılacak.
Yoksa tek miydin bu kocaman dünyada.
Hep naz ettin, cefa çektirdin bana.
Körfezde mehtap
Ve mehtabın
Revnaklarla donattığı körfez
Ne güzel
Bu güzel gecenin içinden
Sarı saçlarını
Seni Sevdim Diye
Seni sevdim diye yüzüm hiç gülmedi
Hep koştum peşinden ümidim tükenmedi
Artık peşinden koşacak halim kalmadı
Bitsin artık bu çile ama şöyle ama böyle
Ümitlerin bittiği yerde yenileri beklemekte
Sevmeyi mutluluk sanmıştım, seni tanımadan önce
Ela gözlerin bir hançer gibi, saplanınca gönlüme
Kulun, kölen oldum, sahip oldun tüm benliğime
Ben koştukça sen kaçtın, acımadın halime
Belki de sürecekti binlerce gece.
Sanma ki güzelliğini anlatacağım,
Bu son şiirimde.
Büyüleyen gözlerini bile anmayacağım.
Ne tez unuttun el ele verip gezdiğimizi
Ve mutluluktan uçtuğumuz o güzel günlerimizi.
Sızlar yüreğim seni her görüşümde
Ayrılışımızın üstünden nice yıllar geçse de
Tükenmeyecek bu acı sevgilim tükenmeyecek
Dün Palmiye gazinosuna gittim.
Kuytu, gören olmaz diye oturduğumuz
Masamızda kurdurdum çilingir sofrasını
Yağmur yağıyor ince, ince
Çıkıp yürüyeceğim gönlümce.
Doyasıya ıslanacağım,
Sensizliğimin ateşini söndürsün diye.
Islak kaldırımlarda yürüyorum,
Ayaklarımdan çıkan,
Yazık Oldu Süleyman’a
Bir defada dokuz keleter üzümü
Yoktu ondan başka taşıyan
Toska Haydardı babası
Yörük Fadime de anası
Zifir Karası bir gecede
Karanlığın en yoğun olduğu bir yerde
Seni düşünüyorum delicesine
Gök yüzündeki yıldızları topladım
Göz yaşlarıma ekledim tek tek
Sana uzanan yollara dizdim
Yağmuru özledim
Seni ve gözlerini özlediğim gibi
Yüreğimdeki ateş kadar büyük
Göz kamaştıran şimşekleri
Sağanak yağmurları
Camları zangırdatan gök gürültülerini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!