Elimden gelmeyen her şeyi yapardım herhalde
Bilmediğim ne varsa bilirdim
Daha fazla severdim belki de
Tüm sevmediklerimi
Çok büyümüş bir çocuğum çünkü bu günlerde…
Şöyle bir kez dursan karşımda
Tüm direncim kırılır
Teslim olurum diye sana
Bir kere bile gelemiyorum cennete…
Gök bardaktan,
Boşaldı yağmur,
Gözlerimi aldı,
Esir gözlü,
Kör dinliyorum
Yağmurun ezgisini,
Umut ettiğin her şey sana o kadar uzak ki
Ve koşmak istiyorsun sen
Unutup yürümeyi
Umutlarının uzaklığı bundan aslında
Sen, kaybettiklerine koştukça
Umut ettiklerin uzaklaşır…
Ne kadar güzeldin o gün,
Ne kadar anlatamam
Aklım iyi çalışmış ve resmini çekmiştim
Nereye baktığına hiç dikkat etmedim…
Buradan bakıldığında
Mesele yaşayıp gitmek değil,
Mesele;
Nasıl yaşayıp gitmek meselesi…
Mesele;
Ölmek hiç değil,
Tereddütle açtım telefonu
Açtın
Öyle bir konuşuyordun ki
Ben ölüyordum
Sen suçluyordun
En dar ağacın dibinde ağlıyordum…
Bu gece Moda da ay şaraplara vuruyordu adeta,
Bu gece sanki ayrı bir mehtap tutup elimde,
Kan kırmızı mehtap içiyordum,
İçip bir ses arıyordum paylaşmak için sesimi,
Sonra belki şaraba yakışan şarap kadar bir keman,
Belki biraz sen belki biraz ben,
Bisiklete binen çocukları izliyorum
Camdan
Ne güzel
Sanki şu an dünyada o iki teker üstünde gördüklerinden
Ve yüzlerine vuran ruzgardan başka bir şey yok onlar için
Ne güzel…
Biz bir gün uyandık
Bir baktık ki
O yoktu
Sonra O bir gün bir uyandı
Çırpındı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!