Çölleşen topraklarda biçare bekleyişler…
Şehirde anız kokusu, alı yeşili solmuş.
Kavrulmuş ümitleri!
Altın hızmalı gelin takılmış ufuklara...
Telaşlı seğirtmeler...
Dolmuştur kara tren, dönmez asla gidenler.
İstasyon şefi sokak çocuklarını savuşturur
Muzaffer bir general edasıyla
Kasıla kasıla.
Kıvırcık Hafiz, sümüklü Gülbeyaz
Hangi na-mahrem günahın mahsulüydüler?
Çölde kayıp serçe çığlıklarıyla
Bir yudum şefkate muhtaç, yavan bir öğün için
Kağıt mendillerden satar
Yırtık pabuçlarıyla
Bayramlarda ibretlik, hayattan sürgündüler.
İnsanlığın vebali zamana yüklenmişken
Raks edip eğlenin kızlar
Darılma hakkı yokmuş öksüzlerin.
Yaftalarına haiz
Tapusuz penceresiz damlarda özgürdüler.
Kirli yüzlü bir meczup, sızar Gavur Dağından.
Zulası dolu zehir
Omzunda mavzeriyle buluşur serkeşlerle.
Kabusu başlar kayıtsız kimliklerin
Şahmeran'ın ölümcül ağına düşmüştüler.
Kayıt Tarihi : 17.10.2011 17:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)