Gönül sanır mısın ki yârdan uzak hoştadır;
Dil küskündür o vakit, teselli boşunadır.
Ne yüzü güler o an, ne de çıkar sesleri;
Ne umut kalır onda; ne tebessüm izleri.
Kâğıtlar kalemi senle tanıdı
Senindi tüm sözler ve de ellerim
Bakışın gönlüme armağanındı
Şimdi soldu gülüm öldü yüreğim
Kitaplar cümleyi senle tanıdı
Gönlüme tarifsiz umutlar eken
Kokun cennetten hatıra gönlüme
Bitecek ha bugün ha yarın derken
Kavuşacak bu gönül eşsiz gülüne
Anlam kazanacak memleket yine
Dalar iken gözlerimin bebeği;
Şimdi gözlerimde hüzün, yaş değil!
Gösterirken yâre bunca emeği,
Yârin kemandır yüreği; taş değil.
Gonca güller bakar durur rengine.
Yanında kuş gibi uçardı kalbim.
Gözünü görmeden bitmezdi derdim.
Sen olmasan buralardan giderdim;
Hadi gözlerin görmedi diyelim;
Yüreğin de mi hissetmedi aşkı...?
Yazan kalem,
Gören göz,
Ağlayan yürekler için Islanan mendil…
Bir sevdanın hüznüne kapılırken gözlerimden düşen zerre…
Kimsesiz sevdalar için hüzünlenen bir kandil…
Yazan bilir okuyan da kelamı
Ne güzel bakarsın cümlelerime;
Gözlerin, kelamı anlamsız kılar..
Gül sîman işlenir hecelerime
Değişmez nurun geçse yıllar
Bu geceki şiirim gül yüzüne
Dört iklim birleşmiş gözlerinde
Ve tenin güneşi andırıyor
Tıpkı bir ceylan gibi yürüyüşün
Kâğıdı, kalemi elime aldım,
Geceyi ben yazdım, gündüzü sen yaz.
Riya’dan, yalandan, kinden usandım,
Eğriyi ben yazdım; doğruyu sen yaz.
Karanlık kapladı bir zaman ardı,
Tükendi sana aşkım
Düşünmem artık seni
Senin için savaştım
Bilmedin kıymetimi
Şimdi başka birisi
Mutsuz etse de seni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!