Ben bu değildim aslında
Seni tanımadan önce
Her şey basitmiş gibi görünürdü gözüme
Ay saklanmış bu gece bulutların ardına;
Islanmış elim, yüzüm hüzünlü yağmurlardan…
Bir şiir yazmış ki gök sevdalılar adına;
Kâğıdı eşsiz semâ, mürekkep yıldızlardan.
Ne kadar kararsa da gökyüzü aldırmadan,
Tertemiz ufuklar görünür şimdi
Kime kaptırırım gönlümü bilmem
Dünden unuttuğum; o gözlerindi
Umudum elimde bekleme gelmem
Seneler götürdü bendeki seni
Sözlerin ömrüme bad-ı sada’ dır,
Sevginle unuttum kederi derdi.
Canânım, bu cânım, sana fedâdır;
Yanında lahzalar kayboluverdi.
Gül açarken sordum “özün ne” diye.
Yüreğime karlar yağdığında düşünüyorum seni;
Çünkü sen benim güneşimsin
Güneş yakarken düşünüyorum seni;
Yalnızlığım düşürdü beni yollara
Kolların açılmaz neden, ben geldim.
Muhtac etme beni zalim kollara
Kolların açılmaz neden, ben geldim.
Yalnız kalır, yoksa sevdiği canın
Bilmem kaç bahar önceydi yalnızlığım…
Susamışlığım hangi kuraklıktan gelir
Bilmem gözlerin kime dokundu en son
Ve kime güldü gülmeyi unutan ülkelerin masum çocuğu…
Sevmeyi unuttuk tıpkı sevilmek gibi
İçimde bir korku;
İşte gökyüzünde belirdi kamer,
Şalkına bakarken yüzünü gördüm.
İsmini söledi yıldıznameler;
Teninde çiçeğin özünü gördüm.
Âlimler seninle buldu dermanı.
Seni seviyorum bağıra bağıra
Cümlelerimde sen varsın
Her satırımın başında
Ve seninle bitiriyorum artık her cümlemi
Sabahın ilk saatisin sen
Serin ve güzel
Gökler yerle bir olmadan,
Kalbe keder gam dolmadan,
İçtiğim zehir olmadan;
Bağışla beni Ya Rabbim.
Bir kulunum ki günahkâr,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!