Osman Erdoğmuş Şiirleri - Şair Osman Erd ...

Osman Erdoğmuş

YORGUNUM

Kırılmış kolum kanadım tutmuyor,
Yollar uzun ben yorgunum sevdiğim.
Kalp taşlaşmış taşa sözüm geçmiyor,
Yollar uzun ben yorgunum sevdiğim.

Devamını Oku
Osman Erdoğmuş

YUNUS GİBİ

Vahdet çağlayanından gönüllere yol bulup,
Her kapıyı çalarak gezelim Yunus gibi.
Çaresize arkadaş dertliye dermen bulup,
Nefsimizi taşlarda ezelim Yunus gibi.

Devamını Oku
Osman Erdoğmuş

YUNUS SURESİ

Mushaftaki sıralamada 10. iniş sırasına göre 51. suredir. İsra suresinden sonra, Hud suresinden önce Mekke’de, büyük bir ihtimalle hicretten iki yıl önce nazil olmuştur.
Konusu: Yunus suresinin temel konuları, İslâmî kaynaklarda tevhid, nübüvvet ve âhiret terimleriyle ifade edilen, “bir Allah’a iman ve kulluk etmek, bilgi kaynağı vahiy, vahyin taşıyıcısı ve açıklayıcısı olarak peygamber ve dünya hayatında peygamberin çağrısına uyanlarla uymayanları ebedî âlemde bekleyen akıbet”tir.
Sure bütün peygamberlerin görev ve işlevlerine, bu arada son peygamber Muhammed Aleyhisselamın gerçek bir peygamber olduğuna, onun insanları Allah’a iman ve yalnızca O’na kulluk etmeye çağırdığına, içlerinde Yunus aleyhisselâmın da bulunduğu başka peygamberlerden örnekler vererek tarih boyunca yaşanan şirk-tevhid mücadelesine, hem Hz. Peygamber’in getirdiği kitabın kendisinin uydurduğu bir kitap olmadığı hem de Allah’tan başka bir tanrının bulunmadığı gerçekleriyle ilgili ikna edici delillere Kur’an’ın genel üslûbu ve sistematiği çerçevesinde temas etmektedir.

Devamını Oku
Osman Erdoğmuş

YUSUF GİBİ


Yusuf gibi kuyuya çaresiz atılmışım,
Mısır’a köle diye aşkımla satılmışım,
Yaşamadım seninle doyasıya mutluluk,

Devamını Oku
Osman Erdoğmuş

YUSUF SURESİ
Kur’an’ın nüzul sırasına göre 53. Resmi sıralamasında 12. sure olarak yer alır. Mekke döneminin sonlarına düşen bir suredir.
Hud suresinden sonra, Hicr suresinden önce Mekke’de nazil olmuştur.
Sebebi nüzulü Yahudilerin telkini ile Mekke müşriklerinin Hz. Peygamber’e, “İsrailoğulları Mısır’a niçin gittiler?” şeklindeki sorusuna cevap olarak veya Müslümanların Resulullah’tan bir kıssa anlatmasını istemeleri üzerine indiği rivayet edilmiştir.
Başka bir görüşe göre, kavmi tarafından zulme uğramış olan Hz. Peygamber’i teselli etmektir. Kavminin baskıları ve işkenceleri karşısında Resul-i Ekrem ve arkadaşları bunalmışlardı; bu bunalımdan bir çıkış yolu arıyorlardı. Böyle sıkıntılı bir anda bu surenin inmesi, Müslümanlara bir teselli ve müjde olmuştur. Zira kıssanın kahramanı olan Hz. Yusuf da Filistin’de kardeşlerinin bazı kötülüklerine maruz kalmıştı. Fakat sonunda o, Mısır’da devlet yönetiminde söz sahibi oldu, kardeşleri de bu devletin yönetiminde görevlendirildiler.
Bu surede anlatılan kıssa da, dolaylı olarak Hz. Muhammed ve arkadaşlarına, sabrettikleri takdirde Hz. Yusuf’a verilmiş olan mükâfatın bir benzerinin onlara da verileceğini ve Kureyşliler’in kendilerine boyun eğeceğini müjdelemektedir. Nitekim kavminin baskısı neticesinde Medine’ye göç etmiş olan Resulullah sekiz sene sonra Mekke’yi fethetmiş ve Kureyşliler ona boyun eğmiştir. Ancak Hz. Peygamber Kureyşliler’e, Hz. Yusuf’un Mısır’da kardeşlerine söylediği sözün aynısını söylemiş ve şöyle demiştir: “Bugün sizi kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir”. “Gidiniz, hepiniz serbestsiniz!”.

Devamını Oku
Osman Erdoğmuş

ZARİYAT SURESİ

Mekkidir. Adını birinci sureden alır. Sure bu isimle meşhur olmuştur. Başka bir isim almamış. Nüzul sıralamasında 66, sırada, Ahkaf ve Gaşiye surelerinin arasına yerleştirilmiştir. 10, yılın sonu veya 11, yılın ilk yarısında nazil olmuştur. Konusu: baştan sona yaratılmışlığın amaçlılığı ve anlamlılığı, ahiretin mutlaka dünyanın öbür yüzü olduğunu, hesaptan ve Allah’tan kaçınılamayacağının ve hesap verileceğini anlatır.

1. Baştaki “vav” kasem, yenin “vav”ı. Cevabı olmayan yemin “vav”ları. Ya düşün diye ya da değerini bil diye çevrilmeli. Burada düşün, tozu-dumana katarak saçıp, savuranı. Rüzgâr-yağmur-bulut üçlüsünün muhteşem müdahalelerden geçerek yeryüzüne inişinin süreci anlatılmakta ilk dört ayette.
2. Ağır bir yük taşıyanı.

Devamını Oku
Osman Erdoğmuş

YİTİRDİK


Tükenmez dediğimiz kaç kalemi bitirdik,
Nefsimizin peşinde koca ömrü yitirdik.

Devamını Oku
Osman Erdoğmuş

ZİLZAL SURESİ

Adını ilk ayetinden alıyor. Deprem manasına gelir. Mekkidir. Konusu: Adalet ve ahiretin gerçekliği.
1. Bu deprem yeryüzünü kapsar. 7 şiddetinde deprem bir plakayı oynatır, biraz zarar verir. 15 şiddetindeki bir depremde kıtalar yer değiştiriyor. 21 şiddetinde ise yeryüzü dağılıyor. Ey insan! 7 ye gücü yetenin 21 e yetmez mi zammediyorsun?
2. Maddi, manevi ağırlıklarını dışarı attığı zaman. Yeryüzünün içinin dışa çıktığını düşünebiliriz. İlk tefsirciler, kabirlerin dışarı çıkması şeklinde anlamışlardır.
3. 4. Yeryüzü dile gelecek ve haber verecek. Allah’ın gücü yeryüzünü konuşturacak.

Devamını Oku
Osman Erdoğmuş

ZİNDAN VE CENNET

Zulüm yıldırmaz bizi ne işkence eziyet,
Kalpte iman olursa zindanlar bile cennet.

Devamını Oku
Osman Erdoğmuş

ZUHRUF SURESİ

Zuhruf: süs altın anlamına gelir. Mekkidir. Ha-Mim ailesinin bir üyesidir. Nübüvvetin 9, yılında Şura süresinden sonra inmiş olmalıdır. İniş sırasına göre 62 veya 63, sırada yer alır.
İlahi inşa projesi olan vahiyden söz eder. Vahyi, ölü toprağa can veren bir yağmura benzetir. Hak ile batılın, iyi ile güzelin tarifini yapar. Yol izleyenlere, babasının yolunu izlemeyen İbrahim’den bahseder. Asıl atanız İbrahim’dir. Onun yolunu niye izlemiyorsunuz. Eğer yanlış yol babanın yolu da olsa, ben o yoldan gitmem dedi.
1. Vahiy, başı gökte ayakları yerdedir. Başa ulaşmak için ayaklardan başlamak gerekir.
2. Veya bu kitabın kıymetini bil. Allah’ın insanla konuşması ne muhteşem bir şey olduğunu bil. Vahyin kıymetini, vahyi anlamaya çalışanlar bilir. Kıymetini bilmeyenler nasıl şükretsinler ki, tatmak lazım.

Devamını Oku