Senin işlevi cilven, bir yutturmaca.
Tatlı dil tebessümün, bir aldatmaca.
Hayali sır uğraşın, sanki bulmaca.
Sevenlere yüz çevir, vurma yamaca.
Anladım seni, beni hiç sevmiyorsun.
Gece gündüz sayıklarım
Nere gider ayaklarım
Tanrıma hep yalvarırım
Feryadımı duysa yarim
Çareler arıyorum şu hasta yatağımda
Yeter artık berduşluk, çekilmez çilekeşlik,
Askerlikte aptalca yapmayalım delilik,
Çok kez aç susuz kaldık, yemek gelecek dedik,
Nahoş hareketlerle, çavuşları söylettik.
Her halimiz aptalca çatıyoruz herkese,
Acılarla kıvranan bir perişan,
Aşkına susayan, sevinç duymayan,
Alemler içinde hiç avunmayan,
Karanlık düşünüp sarhoş yaşayan.
Pembe düş olmaz bunların alemi,
Ağlanacak halde ağlamayı unutmuşuz.
Fikirler zıt kardeşim ilimde uyumuşuz.
İç işimizi bilmeden hiç çalışmıyoruz.
Ağlamak zamanıdır göz yaşı dökmüyoruz.
Bülbül olarak barındık, bu cennet ülkede.
Nedir benim çektiğim sıkıntılar bitmiyor,
Yüzüme bakan kimse beni mecnun biliyor,
Suratımda çizgiler dertli diye yazıyor,
İçimden ağlıyorum kimse beni sormuyor.
Yürek yaşam saati, çalışıyor durmadan,
Çekilmez oldu Allah'ım bu verdiğin dert,
Ölüm kadar acı kayalardan daha sert,
Dert böyle olursa beklenir mi hiç medet,
Dert için söyletme neşe içinde söylet.
Yetti artık çektiğimiz bu çilekeşlik,
Sazım sözlerim hep derdim yanar,
Bitmez bu sözler içim yaralar,
Ağlar Osman'cık derdini yazar,
Ana, baba yok, ağlar ha ağlar.
Duman çöküyor benim kafaya,
Bir, iki, on, yüz ve bin kez ileri!
İleri giden evren, dönüyor ha dönüyor,
Geceni, gündüzünü ağaya kul et diye mi?
Çalış, çok çalış, anan, karın, çocuğun elleriyle.
Oynaşın doğa dil verecek, güç verecek,
Tokmak ağa, makmakını yitirene dek.
Ne dilerse bu gönül, yapacak takatı yok,
Düşünceli halinde kafası olur bozuk,
İçinde yokluk çok, tokluk yok, bu ne aptallık,
Bukalemun olmuşum, varmı daha sakatlık.
Sebat etmeyen bir ruh, çalkalanan bir hayat,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!