Oruç Aruoba Şiirleri - Şair Oruç Aruoba

Oruç Aruoba

Set çek seline
yavaş yavaş ilerle
damla damla birik.

Ak geç ıslattığın kayalardan:
duraksama - uçurur güneş seni.

Devamını Oku
Oruç Aruoba

1.
Tavşan besleyen,
havuç da yetiştirmelidir.

2.
Tavşan besleyen,

Devamını Oku
Oruç Aruoba

Temiz tutmalısın onu -o ince kar örtüsü kadar lekesiz (bembeyaz bir mendil gibi): incecik, ufacık, kırılgan bir biblo gibi o -çok dikkat etmelisin, dokunurken, tutarken, eline alırken.
Çünkü hep daha çok sahteleştin bugüne dek yaşamının anlamına, o günden bu yana -istedin bunu hatta; yalanların daha kolay, daha rahat olmaya başladı, içine girdiğin aykırı durumlarda, ortamlarda, ilişkilerde...
O'ysa hiç girmedi kendine aykırılıklara; aykırı düştüğünde bile (düştü çünkü; hemde sık sık) , hep, kendiydi -koruyabildi kendini; yaralana yaralana...
İşte, sen, yaralanmasını gerektirmeyen bir ortam; temiz, sahici, hakiki bir barınak kurmalısın ona -ferah, dingin, aydınlık...
Bu yoz dünyada, som bir ilişki kurmalısın onun ile -o, çünkü, yaşamının anlamı- idi zaten, ve şimdi de olacak işte...
Odak noktasında onun duracağı o yeni yaşam uzamı, bütün yaşam yönelimlerini değiştirecek: Bir tek ona; onun ile birlikteyken, doğruluklu olduğun sürece, hiç farketmeyecek başka nelere, kimlere, yalan, yanlış, yanıltıcı olacağın -onu, temel doğrun olarak tutup, bütün öbürlerine, ötekilere, sahte maskelerinle gülümseyebilirsin- onun gözlerinde sahici yüzünü gördüğün sürece...

Devamını Oku
Oruç Aruoba

O uğultu
işittiğin-benim bekleyişim
ve senin gelişin.

Benim bekleyişim:
Yapışkan nemin

Devamını Oku
Oruç Aruoba

Bir adım; yere basan iki ayak arasındaki uzaklık değildir, gövdeyi taşıyan bir ayak, ileten öteki ayak - ve, bir önceki ile bir sonrakilerde hep yer değiştiren ayaklar arasında sağlanan sürekli devinimdir.
Yürüdüğümüz yoldaki yerler, yolumuzun yönüne katılır.

Kişinin yükü olmasaydı, yürümeyi de seçebilirdi - Yolun dışına çıkıp gitmeyi...

Yola çıkan kişi, yerle bir olmazsa, bir yere varır sonunda.

Devamını Oku
Oruç Aruoba

sen, çınlattığın yaşam dolu kahkahalarından sonra da uzayıp giden ölümcül suskunluklarınla, bana, hep, birşey haykırıyordun -susmanla bağırıyordun- sessizliğinle feryat ediyordun, birşeyi bana; ama ben anlayamıyordum bunu -hala da, doğru dürüst anladığımı söyleyemiyorum
-zaten söylenecek birşey
de kalmadı
artık:
bağışla
beni-

Devamını Oku
Oruç Aruoba

Orada
beni düşünüyorsun
Hissettim bunu:
Bir şiddetli rüzgar gibi
aşarak tepeleri
geçerek boğazları

Devamını Oku
Oruç Aruoba

Yaşamın, olaylar ve durumlar içindeyken,
birşeyler yaparken, kendini seyretmenin süreci
olacak.
‘Çelişik’ birşey, değil bu; kişiliğin 'gelişen' birşey
değildir ki - ta başından beri (neresiyse o 'başı'...) ,
tam olarak vardır; yaşam boyu da, yaptıklarında,

Devamını Oku
Oruç Aruoba

Özlem, batmış, ama aydınlığı hâla süren güneş gibidir-
bu yüzden akşamüstü saatleri, hüzün saatleridir.
Özlemin ayrılmaz ikiz kardeşidir hüzün:
kendi kendilerini çelen iki duygu olarak, hep,
biribirlerini çekerler-
Özlem hüzünsüz edemez; her hüznün de,

Devamını Oku
Oruç Aruoba

Yaşamın, kendi kendine ağırlık haline getirdiğin
şeylerin altında ezilmenin süreci olacak.
Yaşamı 'hafifçe' yaşayabilseydin, yaşamın olayları da
uçup giderler, sana yük olmazlardı - ama o zaman da,
uçucu, boş olurdu yaşamın. Bu yüzden, yaşadığın her
olayı 'ağır'laştıracaksın; ki uçup gitmesin, omuzuna

Devamını Oku