MAVİ ÇİÇEKLER
Mavi çiçekler efsunkardırlar Ayan değildirler...
Hasrete ayarlı olmayan yüreklere
Saklarlar bildiklerini
Yalın ve sıradan nazarlara
Başını çevirde bak bir kez göğe
Duyduğun acziyet sonsuzluk mavi
Aç yelkenlerini bırak bir şöyle
Daldğın ummanlar uçsuz bir mavi
Gördüğüm imkansız rüyanın sonu
MÂZİ ile EL-ÂN
Faciaydı yaşamak dediğin şey
Yanlış zamanlardı bunlar
Ve her şey ve herkes ârafta
Çağcıl yalnızlıklar kalabalık ıralar
Botokslu çehreler hormonlu yürekleri
MELCE'
Mavi bir denizdir ki ruhun sükun ülkesi
Sahillerine yaklaşan yalnız akşam yürüyüşlerimi Dizlerime kadar ıslatarak dalgaların vurur
Gün batınca ayın şavkı ve yakamozlar
Sadece rüzgarla gelir sesin su gibisindir
Düşmüşem hubbuna ferhat -ı giriftârın menem
Dökülür didemdendem- i çeşm-ı giryanın menem
Atılırım mancınıklarda nâra istislamı İbrahimem
Serde fanilik var herdem kendime mağlubem
Bağışla günah-ı nisyanı mı nâmütenahi yegane penah sensin
Metafor:
Kusarak kurtulmak lazımdı kapı kapı dolaşan ihanet tellallarının, mübalağalı, müntehir duruşlarının , muvakkat, sahtekar kirlerinden arındırmak yorgun yürekleri insansa inanma telkinleriyle beslenen sokak köpeğinin ..
Sonra düşünmeli: Haklısın ama eşrefi mahlukatta,belhümadâl de
olabilen varlıktır insan dediğin...Çıkınlarında ihanet biriktirenlere denk gelmek alınacak dersler için şükür vesilesi mi yoksa abd olmanın erdemine yeterince erememiş olmanın verdiği imtihanın tecziyesi midir...? Vaveylalara hacet yoktur ne olsa yadırganmamalı çünkü ahirdir zaman, sözleri yüzleri kadar boyalı, yürekleri halleri kadar riyakar zamaneydi insanlar... Ait değildi hiçbir şeyiyle sevmeyi Neccaoğullarının küçük kızlarından öğrenenler bu aşufte çağa .. Vuslatı uzlette aramalı lakin alınmıştı ellerinden mağaralar bile,mavi ışıklı kaçamak turistik gezilerin lekeli izlerini taşıyan... Nereye kurmalıydı şimdi otağı ki ,bir zaman makinesi olsun da ışınlasın Mâveraya,tamda Hâce Yesevi müridanı zikr-i halkayı kurduğu zaman,kılıç urup cenge durduğu zaman.. Ne işimiz vardı Ya Rabbi bu kahpe çağ da sureti insanın sireti mahlukat olduğu zaman.
METODOLOJİK ŞİİR
Belge ararken en eskiye dair
Tasniflere tabi tutmuş beni güya
Kategorik düzlemlerde
Adlandırma çabası.
MEZARLAR VAR İÇİMDE
Mezarlıklar bekçisidir mazi
Muhkem meslektir
Mezarlıklar münzevi
Herkesi eşitlerler hem
MAH-RÛ ŞEŞ
Kalırsın sehere hüzme-i şems ar ider
Unutur bülbül gülü şavkına figan ider
Nehar leyale nazire-i teğar ile bayram ider
Cemalin görür fakirin sürurla giryan ider.
YAPMA MİRA
Yapma Mira..
Tutma ellerimden...
Diz çöktüğüm yer kadar ağırdır küfem
Bir çok dilde çok anlama gelse de adın Yorgunluğum çekirdeği dünyanın
Düşersin benimle kaldıramazsın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!