Radyodan bir dans müziği getiriyor rüzgâr,
Bak, nerelere götürüyor beni,
Alıp da yüreğimdeki düğümden.
Sanki ruhumda bir ezgi akıyor,
Uçan baloncuğun içinde iki cüce,
Yüzünü işlemek için dimağıma,
Defalarca çehrene değdi gözlerim.
Ne gerek vardı görmeye
Bir kez daha seni karşımda?
İşte yine düşümdesin,
Düşlerimiz bile satar bizi;
-birilerinin oluverir kimi zaman,
Bizim sandığımız tüm imgeler;
-yüreğimde satır izi,
-kaskatı kesilmiş dilim,
Aslında başkasını simgeler.
'Dostluk nedir? ' diye sormuştu bir dost,
Nasıl anlatılır şu 'dostluk', bir dostuna?
'Sırtını yasladığın dağ' desen, ne demek?
-dağla aşık atılmaz; dağ, dağa küser!
Kar yağmayan tepelerin doruğu mu yahut?
sıvaları çatlamış, ey çınar ağacı!
sen, acı taşır mısın yüreğinde, benim gibi?
zaman umacı ya; dayanamam senin kadar,
-iyi bilirim bunu, kahretsin!
hacılara gitsem, dökemem yükümü,
analar, bacılar kızar sövüp saysam, yazıktır!
Geçmişteki o saatin zamanı neydi?
Gönlüme almışım tüm renkleri,
Bulutlara gerek boyacı yürek;
-düşlerime pembe düştü!
Ertesinde, heyhat! Ben nerdeyim?
hiç,
bu kadar öldürücü olmamıştı aşk;
nefretin azdırıcı dişi,
-kehribâr!
sine, zakkum içer;
Söyle ey beşer; nasıl bilirdin dünyayı sen?
Günün eğlencesi olan malını oğlunu,
Yoksa kadehlerde sarhoş edici zıkkımı,
İçince zevki tadıp kendinden geçilecek?
Ey insanın oğlu, atan hiç mi vermedi sana?
bahara kızgın ala yüreğim;
nedense bir başlayıp, bir bitiyor
hem sırtından vuruyor, kalleş
hem de yüreğine çakıyor adamın,
kırgınım ona, inadına dargın;
-içim, nasıl da acıyor!
Niçin durmuş gibidir zaman?
Çünkü yarın gelir aynı an; güne düşer
-çalar saatim kudurmuş; tokmağa vurur!
Yoksa farkı nedir, sarı yaprağa, filize?
Bir teker değil mi ki bu;
-çevir ha çevir; çarkı döner kendine;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!