Şair, yazar, tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen, gazeteci.
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okuyan Orhan Alkaya, günlük gazetelerde ve dergilerde değişik sanat disiplinleri üzerine eleştiri yazıları, siyasi makaleler, denemeler yazdı. Şehir Tiyatroları’nda oyunculuk ve yönetmenlik görevlerinde bulundu. 12 Eylül Darbesi sürecinde 1402 sayılı sıkıyönetim kanunu ile görevden alınan binlerce kamu görevlisi arasında yer aldı.
Sanatçı; ansiklopedi yazarlığı, gazetecilik, editörlük, ...
ölüm ipek kanatlarıyla geliyordu
kendi halinde ateş yakmış birkaç kişi
kadın ve erkek ve belki çocuk benekli
yaklaşan bir şeyler varmışcasına ürperirdi
ve kaplanların dişlediği güneş haliyle dokunaklı
acının gri saatlerinde yüzüyle gelirdi
ansızın ve kanatlarına sığındığım
bir gökyüzüydü, yangınlardan kalan
çocukluğumdu, başka şeylerim, hüznün geniş kültü
akşama ertelenmiş gülüşüyle, dokunmanın ve ölümün
arasaatlerine sızan oydu
-I-
aşkın atasözleriyle bayağılaşmış esrik dehlizler
kara gülüşün ağısı, unutkan inanış
bir ana sığınan ölüm, labyrinthos, gözler
şiir formülleri: a yoktuydu, e idi, ö!
ölümün uzun atları götürürdü şairi
sonsuzluğun rahmine; hüznün gölgesini silerken
kendi ateşiyle dans eder gece
sarhoş bir rüzgar genişletiyor yangını
tek heceli yılgıların uçsuz güzelliğinde
yalnız bir hata mı, sarsak adımlarıyla hayatı yürür
hayat da yürür, dil ağır prangasıyla sürüklerken hayatı
kuytu bir gül yaprağına sinmiştir, ne gam
söz eksilmeseydi, yangın nereden nerelere yürür
akşam koyu bir hatadır, telafisi üzerimize yürür
eksiltin beni hayatınızdan
gövdemden aşağı kurşun ve kalemle bir çizik atın
yalnızlığıma dönmek istiyorum bugün
ilk keşfettiğim günkü kadar bakir
ve güzelliği dokunulmamışlığıyla bitişen hüzün
hiçbir gözün yalan söylemeyeceğine inanılan bugün kadar
sakin bir dalganın ayakizleriyle
koyulur yola ipucu avcıları, cehennem
eskitmiş dedektifler, orospular
bir fotoğrafın koynundan yeni çıkmış aşk tazeleri
daha kimler, bir dalganın ayakizleriyle
erken kalkın hanımlar, beyler
vaktidir, uzatmayın boş yere
kaç kere yazıldı kimbilir, karnaval
yeri değildir dünya, ne de sevecen
bir yatak odası. bir bok olacağı yok
kavramlar ve kavimler eritti çoktan
dökülen geceydi, ses
dile getirişten çok nedir
gecede - ve gelen daima nadir
bulunan kimdi her gelişte
gelen yolcuydu ve ise
artık neydi yolcu olan bir vakitte
çocuktum, zamanım çoktu, ölmeyecektim
başımı kitaplara sokup yürüdüğüm yollarda
kimi Peçorin, kimi ansızın sarsılırdı iklim
hiçbir düellodan kaçmadığım o eşsiz yıllarda
babası olan herkes kadar sakin dururdum
Orhan Bey, Siz bu şiirleri kime yazıyorsunuz.
Ben anlamam. O anlamaz.
Kim anlayacak.
Dolayısıyla kime yazıyorsunuz?
Sevgiler.
Orhan Bey Benden size küçük bir şiir
KADIN ;karşımda hayalin
Aklımda adın.
Seni seviyorum.
Be kadın.
Orhan Bey Yemin ederim ki, yazdıklarınızın hiç biri benim şiirim, benim yazım değil.
Ya sen çok süpersin. Ya ben. Hangimiz sen söyle.
Cahit KARAÇ