Sevgilim Cezayir beyaz bir duvar
Bir yani akdeniz öbür yani nar
Senin nar ağacın
benim denizim
ve duvar
At konuşmadan çıkar yollara
Eğersiz çıplaktır bir payitahtın
ıssız sokaklarından sabaha karşı
bir ılgarla geçer
Açılir sular ve deniz koşar yalnızca
kendinin bildiği ülkeye doğru
I
'Saki Şarap sun, beni de unutma' Hafız böyle diyor
Şiraz'da, gül altında, 'aşk kolay göründü, oysa çok zor'
Bir cezayir menekşesi senin aşkın, uzakta ve elinde değil.
Ey kör Gel de açıkla şimdi sana nasıl kolay görünüyor?
Geceyarısı geçen güzden kalma birkaç yaprak kırk yıllık kahve
renkli bahçeler ve bir mimibüste
Kartaldan eminönüne giderken uyumuş titreyen bir çırak
Karanlık denizi köpürten dalgaları yararak çook gizli bir yere
giden tenha bir üsküdar alanı gemisiyle
bu yolculuğa başladım senden ayrılınca
Küçük ırmak sen buradan gidince
bozulur bahçeler bağlar
ve durur mu gider arabı zengi
atlayıp kişneyen atına
yerine kays gelir altına
çekerler horasanın düzünden
Merhaba güzelim, bak nasıl doldurdu
- Dur önce şu sigarami yakayım -
Kırmızı bir güneş bardağımızı
Dışarda kararan rum kilisesinin
Gürültüyü yapraklara çeviren
Çan sesleriyle yüklü ve karmakarışık
Yeraltında bir bizans sarnıcı gibi loş
Kuyularda körlerin durağan bakışlarını
Tedirgin bir çocuğun önsezileriyle
Bozmadan geçerken hiç düşünmemiştim
YUkarda bembeyaz bir güvercinin
Mavi bir balkonun bulutlarından
Bütün bir haziran evin önünde
Akasyanın dallarını eğerken rüzgar
İpeğe kırmızı bir gül işlerdi
Kulağı ıssız ve tozlu yollarda
Yoksulluğun kedileri kapıyı
Durmadan değişen bir kentte selvilerin
anılarıyla uğuldayan bir sokaktı
Yüksek ve külrengi yapıların tepesinde ikindi
sarı bir ışıkla vururdu pencerelerin donuk ve sessiz
krater gölcüklerine
Orada yaşlılar otururdu tozlu iğne yastıkları ve güz
Çok tenha bir kumsala çekilmiş
Bir dilim taze kavun sandalı
Masanın ayağından sular geçiyor
Çıplak memeni okşayan rüzgar
Bir turunç kokusuyla sarıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!