Onat Kutlar Şiirleri - Şair Onat Kutlar

25 Ocak 1936 - 11 Ocak 1995
Onat Kutlar

Çamağacına

Duman renkli ve kocaman bir karganın
Kumlu dalgın kanatları ardından
Denizin derinliklerine açılan
Akdeniz güneşinde çürümüş ahşap

Devamını Oku
Onat Kutlar

Eylül mezarlıklarından şimdi her gece
ellerinde fenerlerle geçen arkadaşlarım
Oturup düşündüm unutkan bir ülke eylül
Herkes unutuyor ancak bir deniz sofrasında
durulunca hazları tenin ve bütün kitaplar
hatırlıyoruz. Ne kadar yoksuluz çocukluğumuzda.

Devamını Oku
Onat Kutlar

I

Sisli ilkyaz bahçelerinde
Herkes kendine bir bahar dalı arıyor
Önce seninkini öğrendim bu sabah
Japon elması

Devamını Oku
Onat Kutlar

Sabah erken kalktım dereler buz
Tanrı bilir ne zaman döner avcılar
Kör Süleyman gece gündüz sayıklar
Çadırı yıkılsın da bozulsun bağı
Kan izlerini sildi götürdü acı kırağı
Dolandım durdum uzun yollarda yalınız

Devamını Oku
Onat Kutlar

Baban bu toprağın en delikanli
boğasıydı bir nevruz
şenliğinde kestiler
Ne tuhaf sen
kirli yeşil eylül bulutları altında
ve aylardan temmuz

Devamını Oku
Onat Kutlar

Sen gittikten sonra iki çalgıcı
turnalar semahını çaldı ve kimse dinlemedi onları
benden başka. Sarımsak kokusunun
yoksulluk ve rakıyla buluştuğu saygısız kalabalıkta
kimse duymadı beni terkeden
kanatların bıraktığı esintiyi. Biri incecik öbürü kalın

Devamını Oku
Onat Kutlar

Yalnızım bir kompartımanda
Bir hızar testerisinin yaz ışığı ufuk hattından
Ağır ağır gözlerime geliyor köşede rüzgar
Tozla yıkıyor söğüt dalını çocuk
Onaltı bağımsız devlet büstünün
Sarkan bıyıklarını düzeltiyor zaman

Devamını Oku
Onat Kutlar

Telefon direğinde bir yeni yaprak
Yaralı, gergin bir dişi tayın yelesi
Kiraz çalgısının dalıydı sesin
Bir bahar vuruşuyla titreyen

Unutma bana ve tüm yeryüzüne

Devamını Oku
Onat Kutlar

rüzgarın yüzünü vadilerden tanıyorlar sevgilim
arının adını bir menekşeden
çılgın ırmağın yüzünü bir deniz çiziyor
toprağı, yediveren bir gül ağacı
tarihler bir köprü olarak yazıyor bir ustayı
kahramanı, gülümseyen bir yoksul

Devamını Oku
Onat Kutlar

Kentin dölyatağından bir öğle sonu
mor kelebeklerle doğan siyah apansız
abanoz işlemeli geceydik. İkimiz.
Beklerdik. Nasil olsa bir mayıs büyüsüyle
açılırdı bu şiirin defteri. Her buluşmamız
aşardı sevinçlerin ipine

Devamını Oku