Kendine gel, ey deli gönül, kendine!
bu ben, artık bende değil!
sen de beni anlamazsan,
bu can, derim, tende değil!
Sevilmek, sevmekten meğer zormuş;
Dertleri, zevkle içiyoruz;
hep yar dolu, kadehten.
Kadehler, dolup boşalıyor;
istemeden kendinden.
Kime baksam,sanki sensin;
dünyam,kirpiklerinin arası
gül,gül ki,gözlerin de gülsün;
görülsün,o kömür karası
Rabbim,bir bütün olarak,yaratmış bizi;
Bak! yine yoksun sen;
bense sevgine hasret, sana hasret!
Hep demez miydin bana?
bu günler de geçecek, biraz daha sabret!
Bilirim, sabrın sonu selamettir;
Gurbet, o kadar acı;
zehirli bir sarmaşık gibi, sarılıyor boynuma.
Zehrini, yavaş yavaş zerk ediyor;
hiç anlamadan damarlarıma.
Yıllar,beni de alın
gittiğiniz yerlere
Anladım, gündüzümle gecem
artık pek dargın
Tutsak oldu zevklerim
kahır yüklü dertlere
Aşkı içtim,gül dudaktan,
zülfün,mezem oldu
yüzüne,yüzüm sürdüm,
sinen,mabedim oldu
Gecenin,siyah tülünü,
Ruhum hicranımla yansa,
ben yine ayni benim
dönülmez bir yolda,
yükü, sevda olan, bir gemi gibiyim
Bir gün, ruhum sensizliğe yelken açsa da,
Bilmeyen var mı ki, o, sıla hasretini?
lakin, sen yanımdayken bile, sıla özlemindeyim
Sana, tam kavuştum derken,
ne çare, yine hep aynı gölgendeyim
Yok bir soranım;
dertli miyim, derman mı ararım?
geceleri, siyah tüller yapıp,
hayalini sararım
Sen yokken beni,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!