Gül; gül ki dudakların
Güller gibi bükülsün
Gül endamın,gül yüzün
Mevsimlere bürünsün
O Şen kahkahaların
Kadehlerde bölünsün
Can evime,seni de alırım;
Ayni kapta,pişelim diye
Sonra da,gönül denen,tabaklarda;
Dağıtalım,yensin diye
Bade değil! ...
Aşkın, gönlüme oluyor azık,
sen de gir bu gönüle, etme ona yazık
kar etmiyor, artık boynuma vurduğun,
pranga zincir
O uzun, mehtaplı yaz gecelerinde,
kendini getirirdi, bir ödül gibi bana
göğsüme dayardı, o güzel başını da,
sanırdım, bağrımdan doğuyor, başka bir ay
Yıldızlar titreşirken, göz kırpar gibi,
Bir bahar yeli gibi estin durdun
şu yanık bağrıma
lakin ben,ben değiim ki
nasılda ses vereyim çağrına
sen bir taze baharsın
benimse, sözüm geçmez
Ruhumdaki dertler dile gelip,
tüm gece ağlattı beni
o da yetmedi; alev alan düşüncelerim,
sönmedi, yaktı beni
Nihayet, alevlerim söndü;
Bir alev sütunu gibisin,
pırıl pırıl parıldayan
Gök kubbe altında,bilmem daha var mı,
sen gibi,yakıp da kavurmayan?
Zannetmem ki,ateşine düşüp de,
tek kıvılcım almadan,kurtulan
Aşkından heder olsa da bu gönül
Aşkından heder olsa da bu gönül, ne çıkar?
olsun efendim...
birazcık firak, birazcık hicran,
tat verir aşka, efendim.
Yıllar önce küllenen ateşi
tekrar yakma
Beni de, kendini de
sonsuz boşluğa atma
Vakitsizce her toprağı
belleme,kabartma
Gözlerinin yeşili, sanki
sana, darılmışçasına
güz mevsimi gibi,döküyor tüm yapraklarını
sararmışçasına
Ne oluyor cananım? bu infial nedir sende?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!