aslında ben dün ölmüştüm
bakmayın nefes alıp verişlerime
yeniydi daha
tamam
zamansız doğumlarımın ahmaklığı hep oldu
ama çok taze ölmüştüm ya
şimdi...
yaralı mısraların tüttürülmüş öfkesinde zamansızlığa yoldayım
ardımda
tanınmadık ayak izleri
bütün yokluğumla
ve zaten olmayan herşeyimle sarmaş dolaş
dahası kalmadı
anacak bu kadarı yaşanabilirdi insan olmanın
doruklara tırmanmış bir sevme
ancak böyle kirletilirmiş
kefenlenmekten acize düşmemiştik ya
ölüme kucaklanmıştıkya
şimdi sana mavi baharlardan söz etsem engelsiz
içinde hoş güller açar biliyorum
desemki
o bahar gözlerinde canlanır
o canla ben yaşarım
ahu gözlü sevinçlerle tatlanırsın
akşam üstüydü
biriktirmiştim yokluğunun karabasan saatlerini
toplamıştım etraftan
sensizliğe türkülenmiş bütün şiirleri
gözlerini doldurmştum
acıydı gün
bahar bahçelerin gün batımlarında doğmuşlum nisanla
eşkali mümkünsüz bir dokunuşla
tene hitap edepsizliğine düşürmeden
ruhumla...
ve yılmadan
sevmişim
her yüreğin pembe kokulu bir nisanı vardır
coşar
gördük
aldık
coştuk
coşturduk içimizdeki eğersiz kısrağı
söz...
anlatım sunumundan uzamış
kelepçede bundan böyle
varsın bütün anlaşılmazlıklar üstüme çullansın
vursun
en az gözlerin kadar
gördüm...
ordasın
sana diyorum sana
bakma öyle sağa sola
evet evet sen eli kalemli
şiit
bir tas su dökenim olmadan düştüm yola
ardımda tanıdık ayak izleri
önüm karanlık
sağım solum meçhul
bir garip türküye vurmuşum kendimi
almışım kulağıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!