ayaz gecelerin ürperten koyuluğundan koptum
ayırtmaksızın geride kalan hayata dair ne varsa
tutunma telasına düşmeden hiç bişeye
düşürmeden
ve eksiltmeden hayal dünyamın egosunu
yollara vurdum bedenimi
gözlerinden sevda aldım evvelsi geceden
yada daha evvelsi
bilmiyorumki kaç adımda kazındın içime
tarih öncesine hapseyledin evvelini
çıkmamak üzeree
hasretten eskinen parangalaı bilirdiya yürekler
vakitsizlikti...
mekansız savdamızın hoşnutsuzluğunun köşeli jetonları
süresiz...kadro dışı bırakılmış şiir ötesi türküler kadar
vakitsizdik
en seni sevmek di
sevmelerin sandalyesiz kötürümlüğüyle
Efkarlı bir melodi gibi almışım sesini kulaklarıma
Dağlamışım hüznü
Sessizliğin en koyusunda kaybetmişim gülüşünü
Kapkara bir gündüzdeyim şimdi
NERDESİN? ? ?
ve sen...
heyecanlı gidişlerin arefe güllerinde
süslenmiş gülücükler sunduğum
bakma yüreğime...
düşündüm...
taşındım sonra
aman vermedim ayaklarımın uslanmaz üşümelerine
bekledim
ahmaklığımın bütün anlaşılmazlıklarını yeniden yargıladım
astım
Bir pencere var taa bilmem nerde
Perdesi bir yana tülü bir yana
Hoş bir gül bakıyor camdan
Kimi gülücükler saçarak
Kimi boyun büküp hıçkırarak
Olmayan herşeye hasrette gibi o
Alaca hüzünlerin sarımtırak sarhoşluğunda tozpembesiz nefeslerdeyim
iliklerime işlemeyi kafasına koyan sensizlikle
uçsuz bucaksız anlaşılamamakları yenik düşürmüşüm mantığa
ezik hayallerin çırpınışlarında alarma geçmiş yüreğim
yokluğunun kokusunu tüfek yapmış bir şehirde
güz artığı üşümeleredeyim
gülüşün kadar sıcak sarmışken etrafını
tadımık da neymiş
nefesin olurum istediğinde
Bugün ilk defa kara güneşler doğdu dünyama
Ne karanlıklardan geçmişim oysa
Silkelenmişim
Sıyrılmışım
Göz yaşıyla bitirdiğim günler çokça da
Güne başlamak ağır geldi cannn
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!