Kelebeğe benzerdi uçuk güzel başına buyruk,
Tuttum kolundan konmasın diye bir yere.
Yavaş yavaş katil olacağımı bilmeksizin bir suç işlemiştim anladığım da.
Ölüyordu kollarım da tutunamadı hayata..
Gün gelecek bir daha karışılaşıp senden öğrenirken uçmayı..
Sen gittin ya bir tek anılar takip etmekten vazgeçmedi beni, arkamdan hep gölgemle beraber geldiler..
Gittiğim her yerde taşıyordum seni bir çanta gibi aklımın bir yerinde seni..
Elim üşüdüğünde, elin elimde hayal ederdim hep... Ya şimdi ki hayalin ne peki?
Seni hangi güzel satıra sığdırabileceğim bir şiir bile bilmiyorum.
Simitçi geçiyor yanımdan sonra bir sana bir bana alıyorum simiti onlar bile ayrı kalamazken ya biz ?
Bir fincan kahve içiyorum sonra kalbinin ısıttığı Ankara ayazından sesleniyorum yokluğuna... nerdesin ?
Kaç şiir yazdıracaksın ?
Kaç şarkı dinleyip elimde bir sigara daha, dumanı üstüme bulaştıracaksın ?
Kaç mevsimle özleyip, kışa bulayıp, harflerle tercüman olup yazacağım bilmiyorum...
Sevgiyi kaç kadın da arayıp "doğrumu yapıyorum ?" diye soracağım kendime...
Kaç defa korkuya yer vereceksin yüreğim de ? Kaç defa kendimle düşman olup, barışıp, el sıkıp, küfür edeceğim bilmiyorum.
Saç uçlarıma kadar kırıldım,kırdım belki de. Kaç kişinin yüreğinde sevgim yatıyor, kimi yazıyor kimi susuyor belki de...
Gözlerimin rengi siyaha çaldı artık sevdiğin gibi kahverengi değil!
Ya kirpiklerim eskisi kadar uzun değil!
Saçlarım ayrı dert zaten ayrı düştüğümüz gün kadar eksildi.
Yaşım aldı başını gitti sormayalı,
Hangi yılın hangi ayına denk geldi bilmiyorum bile...
Sakalım da beyazlar çıktı yorgun düşen bir kalp kaldı arkan da!
Kaç kere oturdun gönül soframa..
Kaç sevda yemeğinden doydukta kalktık bilmiyorum.
Kaç kere kaçtık birbirimizden kızıp,kırıp.
Bugün sevda yemeğinden sevdalıp kalktık
Saklandık duygularımızdan tıpkı saklambaç oynar gibi..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!