Ölümün nefesini ensemde hissederdim önceden şimdi karşıma geçmiş yüzümde hissediyorum Herkez gibi..
Özlemim fukara çocuk gibi ağlamasıyla uyanıyorum her sabah.
Gecenin siyahının, beyaza calmasıyla yüreğimden düşüyor son damla,
Sıgaramın dumanında boğuluyorum bu gece kafamdan çıkıyor dumanlar..
Ve otogarda bekliyorum gelmeyeceğini bile bile usanmadan.
Ağaç gibiyim yaştım kurudum ve kırık verdin bütün hışmınla.
Senin kulağımı tırmalıyor her gün uykularım da bilsen sesini nasıl özlemişim...
Ve sen pabuçlarına yağ döküp giderken..
Giderken düşeceğini düşünmedin mi?
Eline avuç avuç saç düşerken saçlarına kar düşeceğini düşünmedin mi?
Devir değişti artık günü birlik sevda yaşayanlara döndü dünya,
Bir bir derken yalanları bir gün severken ayağına takılıp düşeceği hiç düşünmedin mi?
Küçük bir kar parçasını dağın zirveden aşağıya yuvarlarsın aşağıya varınca kadar büyük bir kütle olur ister güneşe tutup eritirsin ister zamanı gelince parça parça yedirirsin.
Sevdiğiysen yüreğindeki pusulaya dokun her zaman doğrunu gösterir.
Sadece kalbimin cenazesinde en ön safta namaz kılıyorum sayende.
Şarap misali aşkım çiğnedikçe oluyor oldukça güzelleşiyor yıllandıkça degeri artıyor demek ki.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!