Alışamadım ardına bakmadan çekip gidenlere
Gönül bahçelerine sevgisizlik tohumları ekenlere
Bir senfoninin misafir odası tedirginliğinde değil
Yanık bir türkünün ev sahipliğinde kal benimle
Ve bir defa daha kurban edildi sevda
Yalın kılıç saldıran toplumsal tabulara
Hüznü künyelerimize kazıyıp,başını öne eğip gittin
Oysa hayata sımsıkı tutunduğumuz daldı
Boyun eğişle geriye denize fırlattığın ümitler
Her hüzün bir uçurum değil midir hüzünle hüzünlenen arasında
Güneşin gözleri yakarken suyu
Hasretle bekleyen toprağın ellerini
Gecenin çiyi çatlatır tadı kabuğuna
Sığmayan sevginin çeperlerini
Koşarım beni çağıran sevdalı gözlerine
Gün bir tokat gibi inerken
Gecenin karanlık yüzüne
Çözülüyorum beni bağlayan
Acıların esaretinden
En etkili ilaç okşuyor
Kurumuş eski bir pınarın
Çeşmesi kadar mahzundu
Görenleri sarhoş edip
Gönülleri tutuşturan dudakların
Yaklaşsan yakacak sandığın
Gökyüzü gözyaşları ile eşlik ederken
Yüreğimin sensizliğe dair hüznüne
Ben bir mahalle arasındaki kahvede
Kahve içmeyi düşlüyorum seninle
Lavanta kokuları her yeri sararken
Söylemesende olur,kelimelere dökmesen
Yüzünden anlaşılıyor,gözlerindeki kinden
Bedenin belki duruyorsakin göl misali
Ama sevdan kuruyor,uzaklaşıyor yeşilinden
Sonsuz ayrılıklar oluyor
Dönüp bakmıyor sevgililer
Çözünce birbirine zincirli
Gözlerinin prangalarını birbirinden
Terkedilmez denenlerin yüzlercesi
Tersaneye çekilen
Yaşlı bir sandalın
Çaresiz boyun eğişiydi
Alıp başını gidişin
Her akşam sokulduğum
Denizim uzaklaşıyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!