Gülen gözlerinle hatırlarım seni
Yakamozların kapıştığı aydınlıklarda
Gönül devşirirdi baktığı yerlerden
Düşerdi özlemler peşin sıra
Hayatımın vahşi fırtınalarından özenle
Uysal ve ılık meltemler derip getirdim sana
Her akşam yatarken ve her sabah kalktığında
Usulca saçlarında dolaşsın diye
Üşüdüğüm aşk denizlerinden maviler topladım
Yeniden tomurcuğa durmaya hazırlanıyor
Derinden budayıp gittiğin zavallı gönlüm
Buzun ellerini bırakan sokaklar
Şarkıların nağmelerinde hayat buluyor
Acılarla yorulan günler yeniden dinçleşiyor
İki arada koyma beni
Bir yanda gecenin kirini içen
Akrep yalnızlığı
Diğer yanda
Isırgan otunun yapışkanlığı
Boşluğa yuvarlanan kuru bir umuttu
Dudaklarından kulaklarıma dökülen
Kuruyup sararmış güz yaprakları
Of çektiren bitmeyecek bir özlem
Senin anlatacak çok şeyin vardı
Bozkırda denizi düşlerken
Çakıl taşı ol dedin bana
Umutlarımızı biriktirelim
Azar azar unutulmuş koylarda
Merhaba deyip öptüm
Sen gideli güneş açmayı unuttu penceresini
Siyah yağmur bulutları her yerde
Gözlerimde yaş sokaklarda yağmur
Kulaklarıma seni fısıldayan ağaçlar
Ayaklarımıza dolanan yapraklar sessiz
Rüzğar bile susmuş çalmıyor ıslığını
Gönlümden uç veriyor taze bir gül dalı
Derin bakışlı gözlerin suluyor duygularımı
Bir bıçak ağzındaki kötülüklerle yaşanırken hayat
Yüzlerimizde yaşamanın tertemiz sevinci
Güneş adını parlak ışıklarıyla yazar güne
Yüzleşmek zormuş katransı yokluğunla
Bu boşluk dolmazmış öyle kolayca
Hangi otobüse binersem bineyim
Değiştiremem varacağım durağın adını
Haraketsiz kalır ümit beslediğim
Azgın bir boğa gibi yırtarken
İçinin durgunluklarını
Öldürmeyi başaramadığın anılar
Artarak devam eder sevdan
Sen azalırsın dirhem dirhem
Yabancılaşırsın kendine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!