Adını koydum sevdaya
Sevda yandı. Kasımın soğuğunda titreyen ten yuvadan uçmuş bir serçe gibi kah uçtu kah düştü korkulu asil cesaretin gökyüzüne kafa tutarken rüzgar bile eğilip öptü kanatlarından
Çalmıştın kalbimi sanki ta ezelden ölümün sessizliği sağır etmişken ruhumu sen çıkageldin bilmeden aniden ve yaşamayı sevdim bir çift gözün belki bir gülüşün esir aldı en kutsal savaştan kaybetmek istiyorum ilk defa yada kaybolmak en güzel düşlerin uykusunda binlerce yıl uyumak
Gel her mevsim bahar olmasada çiçek çiçek gezelim papatyalar senin güller benim olsun kışın gördüğün beyazlar saçımıza düşerken son baharın gelişi yüzümüzdeki çizgileri vursun tek korkumuz aynadaki iki yaşlı yabancı olsada aynı gözler birbirine kenetli son bulsun bu hayatın toprağına değil bağrına sarılalım tabiatı gereği sonsuz sevgiyi bizden öğrensin aslıyla kerem leyla ile mecnun kim varsa kıskansın. Dillerle lâl değil gizlere sultan olalım bir sevdaya sırrımızı verelim sonsuza dek (.......... ) nedersin?
Bir cana umut olsun diye koşuşturur zamanda
Yardımda yarışır sevgiyle çalışır örnektir cihanda
Sessizlerin sesi olur yetişir her kesimden amanda
Vicdanın dili merhametin elidir kardeşe vefa anda
Doğal afet savaş barış nerede mazlumu varsa
Aşk :Masum bir bebeğin gülümsemesi kadar güzel yaşlı bir adamın yalnızlığı kadar çaresizligidir insanın
Aşkta vedalar yalandır gitmeler kahpe
Dönenin erkeği namert kadınıda sahte
Sevdaya sürülmez böylesi dertler yalan
Yürekten gelseydi olmazdı arkada kalan
Karanlık diye bir şey yok güneş doğunca aydınlık içinde kalmak nedir gözlerin olmayınca
Beklediğimi bilirdi çok sevsede gelirdi ne gelebildi nede sevebildi benim kadar
Ben insanları farklı severim kimini az kimini çok az bulanı taç ederim çok bulanı terk
O dolu otobüste kendine yer isteyen yaşlıya çevirdiğinde ayakta gitmeye karar verecek kadar bendeki ruh inceliğinin varlığını unutmuştu
Biliyorum gelmeyeceksin bile bile beklediğimi bilmeyeceksin
Gözlerim arayacak salındığın her yerde ve bir bebeğin kan kırmızı çığlığı kulaklarımda bir masumun memeye düşkünlüğü sanki yokluğun
Biliyorum gelmeyeceksin bile bile beklediğimi bilmeyeceksin
Sanma vazgeçerim hayalinden o hep benimle bin gerçek örtse üstünü bir rüyaya tutunur görülmeyeni görürde söylemeden duyarım seni her zaman olduğu gibi bazen sebebsiz gülüşlerde bazende hüzünlü hıçkırıklarda nöbet nöbet
Biliyorum gelmeyeceksin bile bile beklediğimi bilmeyeceksin
Yalansız riyasız sevince yürekten etle tırnak gibi sahtedir tüm ayrılıklar sanırsın gül bülbülün dalında yuva örmeyi benden öğrenmiş dikeni bata bata yavru beslemiş ey sevgili yar sana bu sesleniş




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!