Hayalin ruhuma zincir vururken
Üstüme üstüme geldi hasretin
Gülüşün gönlüme ışık verirken
Ok vurdu sinemi deldi hasretin
Eğilmek bilmezdim şimdi yıkıldım
Yaşamın boyunca çıkarcı zevat
Senin varlığını severler hey dost!
Karagöz’le birlik olup Hacivat
Ruhunu, gönlünü döverler hey dost!
Yaran kabuk bağlar, onlar kaşırlar
El âlem oyunla aldı payını
Bize de yazısı, turası düştü
Biri sahiplendi Fırat çayını
Bize de su içme sırası düştü
Çıkarcı köprüyü geçip kurtuldu
Ey canım! Ayrılık yolu gözüktü
Hoşcakal gözümün nuru İstanbul
Yolun ucundada Bolu gözüktü
Sensin şu gönlümün yâri İstanbul
Boynuma yüklendi aşkının kahrı
Bin sitem yüklüdür her bir gecede
Sabahlar gelmemiş tanı vurmuşlar
Rüzgârlı, yağmurlu kör bir gecede
Köşe başında bir canı vurmuşlar
Duvarlar boyalı, dillerde şarkı
Gözlerimden kaçan ey güzel kadın
Ateşte yanarsın haberin olsun
Ne şöhretin kalır, ne şanlı adın
Maziyi anarsın haberin olsun
Gönül bağlarında baykuşlar öter
Benden sual olsun koç Köroğlu’na
O eski zamanlar nerede şimdi?
İtler yürür kervanların yoluna
Kervancı kayboldu arada şimdi
Ayaklar uzayıp aşar yorganı
Dostluk kaybettiği değeri kazanıp
İnsanlar umudun yoluna dizildi
Senlik-benlik kendi kirine bezenip
Sevgi darbesiyle varlığı ezildi
Kimse bu dünyada değildir kalıcı
Sen gittikten sonra şu bizim köyden
Ağa türlü tuzak kurdu be oğul
Mahrum eyleyerek haftadan aydan
Her an önümüze durdu be oğul
Sağızlı köyünden bir davet geldi
Her şeyi anlattım unuttum evi
Karışır kızana havlar bizim it
Şeytanın atına bindirip devi
Okunan ezana havlar bizim it
Hak düşmanı Ebu Cehil’i sever
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!