Üç Ocakta yakıldı bağımsızlık ateşin
Zulmün şah damarına vurulan bir neştersin.
Batıdan doğurduğun o mukaddes güneşin
İmkansızlık sırrına eş değerdir ey Mersin!
Bir yezid topluluğu yurdunu kuşatırken
Bir can var tenimde gizliden gizli
Ortaya çıkmaya bahane arar.
Ne zaman yol bulup gözükse bana
Karşısına dimdik bir nefis çıkar.
Bu nasıl kılavuz, nasıl bir rehber?
İnsan için hayattır, varlığına işaret;
Ölüp girmek toprağa sonsuz olmamak mıdır?
Yaşam denen bu algı mutsuzluktan ibaret;
Bir mutluluk sadece mutsuz olmamak mıdır?
Aşk böyledir kabullen, kimliğin hor olsa da
Elveda demeden bir daha düşün
Bir daha hatırla yalanlarını.
Benimle kurduğun her türlü düşün
Silip at aklında kalanlarını.
Yüzünde yatıyor sanki bir yatır
Her çiçekten bir polen toplayan bir edada
Sana doğru hicretim, sana çıkar tüm yollar
Ardında bıraktığım zamansız her vedada
Kayar avuçlarımdan yitirdiğim o yıllar.
Viral oldu ruhumun hücresinde her umut
İçimdeki evrene sığmaz başıboşluğum
Kavuşsakta bu kor söndü zannetme
Bilmezsin vuslatın kar etmediğini.
Sanma ki aklımın bir köşesinde
Sızlaya sızlaya yer etmediğini.
Hayalin sel gibi coşar sinemde
Hayalimde sır gibisin, düşüncemde efkarlı.
Seni duymak; içimdeki ölü ruha nefestir.
Gözlerimde gördüğüm o ümitten de kararlı;
Seni sevmek; bu kimliğe en muazzam hevestir.
Düşlerimde kaybolurken sensizlikle sınandım.
Ömrümü ellere verdirme benim
İçimde bulduğum o inanç sensin.
Ben senin bitmeyen bir hikayenim
Gözümde parlayan o kıvanç sensin.
Bu sevda tarihe nurdan miatlı
Yağmurlar yağarken izlerdim seni
Bulutlar tenimi saracak kadar.
Hüda'nın aşkıyla özlerdim seni
Ademi balçıkla karacak kadar.
Melekler uyurdu avuçlarında
Her dile küfür yakışmaz, her güle bülbül
O kadar gülün içinde ben de öterim ne var bunda?
Aykırı otların içinden seslendiniz mi siz hiç sevdiceğinize?
Çaresiz bakışlarla çağrıldınız mı?
Neden ve keşkelerle yoğuruldukça hayallerim
Kış günlerinde Erzurum karanlıklarını mı hayal edeceğim ben hep?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!