Anneler ve ezanlar kadar nazımızı çeken olmaz
Anneler "haydi yemeğe" demekten usanmaz
Ezanlar "haydi namaza".
Gel gör ki ne anne yemeklerindeki lezzeti
Ne namazlardaki o serin huzuru
Ah edip neylersin
Kalır mı yanına kâr.
Kara toprağa girince
Üstünde bir metre kar.
Ne bırakmak bu yükü
Kusursuzdur şehirlerin cılk yalnızlığı
Susayışa benzeyen suskunluğu insanın
Yufka yüreklerin cürümsüz cahilliği
Andırır halı altında inatçı bir lekeyi
Göğe doğru şartsız uzama sevdalarıyla
Bungun sabahlarda gülüşen çocukların
Bir açılıp kapanan görüntü
Bir tınlayıp yok olan ses
Zamanla örülen örüntü
Yaşamak yüklü kodes
Bu devirde şiir mi yazılır
Bitti dedi şiir
Halbuki biten şiir mi
Değil
Biten kardeşim, sevgi bahçelerinde ayrık otu
Kaldı mı şiir okuyan üç beş insan ince ruhlu
Siz kırlarda çiçeksiniz
Ağaçlarda yaprak
Gülümseyen gözleriniz
Güneşten de parlak
Alkış tutan elleriniz
Bu ellerim var ya
Günah kanayan ellerim
İşte onlar kadar pisliğim.
Kırılır dokunduğum ayna
Okşadığım su bulanır
Camdan sırıtan çam
Sen yapma bari
Bu keder bu gam
Yetti canıma gari
Ah selvi sen yok mu
Gecenin köründen yazıyorum
Hiç uykum yok
Biraz başım ağrıyor
Evi özlüyorum biraz.
Ama alışkınım sıkılmıyorum
Aklımın oyunlarını oynuyorum.
I.
Bir rüzgar esiyor yüreğimden, en içten
Katıp katıp önüne eskiyen aşklarımı
Salıyor toprağına ortanca kaplı anılarımın
Yalnızlığım boşanıyor ter ter yüzümden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!