I.
Bir rüzgar esiyor yüreğimden, en içten
Katıp katıp önüne eskiyen aşklarımı
Salıyor toprağına ortanca kaplı anılarımın
Yalnızlığım boşanıyor ter ter yüzümden
adını sormamışlar senin
uzatılan her cımbız ağzında kalmış
yığın yığın anı kovalamışsın
unutulmaya terk edip ruhunu
unutmuşlar seni
Ey! Esenlik habercisi Namus-i Ekber
Ey! Hira'da gökyüzüne yükselen eller
Ey! Merhametlerin en çarpıntılı kalbi
Ey! Alemlere rahmet olan tek peygamber
Hangi gözü uyku tutar bu gece
Kalbimi çal
Ama kullanma
Koy vitrine dursun
Kurcalayıp durma
Nolursun
Başka ne isterim
Denizler arşınladık taze atlarımızla
Geçtik Hades'i yaşayarak
Toparlanmak zor oldu
Çünkü ölüler bulaştı ayaklarımıza
Demir gibiydik, abanoz gibi sağlam
Kışa uzandı yine mevsim
Beni içimde bir yazmak sıkıntısı
Elimde kalem tepemde sinir
Sinemde dörtnala bir sızı
Yazmazsam yaza kalmaz delirtir.
Pencereme konan minik serçe
Sendeki kanat bendeki tüy mü?
Kafesteki bülbül ya sen söyle
Özgürlük esir esaret hür mü?
Madenci Zeki
Gece erken uyanır sabah geç uyurdu
Ekmek arası linyite bayılırdı
Servisin en arka koltuğuna sızar
Maden ocağına varınca ayılırdı
ey darı tarlalarından çıplak ayakla kaçan
hiç yoktan gönenip dönelen tekrardan
sen,uyuşuk bir gayretle çırpınan ey!
çek göğsümden kendi sapladığım hançerini
susayan ayaklarımı getir bana
bir sabahleyin egzoz kokusuyla uyandır beni
I.
yüzüm
taranan bir saç gibi dökülüyor omuzlarımdan
bir boşluk varsa nerede imkansız
orada yüzüme çarpıyor kapılarım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!